10,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
payback
5 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Sokakta yürürken, alisveriste, parkta, dolmusta otobüste, kuyruk beklerken kulagini atar ya insan bazen; degisik insanlarin degisik dertlerinden, aci hayat hikayelerinden, münakasalardan, belki de sevinclerden kesitler isitir. Bazen öylesine duyup gecer bunlari; bazen de zihni isittiklerinin pesine takilir gider, baskalarinin hayatlarini kurgular kafasinda, ya da kulagina calinanlar kendi hayatiyla ilgili düsüncelerini, sezilerini tetikler. Umumi yerlerde kulagini ortaya atmayi sevenler habis dedikoducular degildir ille; bazen de, belki de icgörülerini, empati yeteneklerini bileylemek icin…mehr

Produktbeschreibung
Sokakta yürürken, alisveriste, parkta, dolmusta otobüste, kuyruk beklerken kulagini atar ya insan bazen; degisik insanlarin degisik dertlerinden, aci hayat hikayelerinden, münakasalardan, belki de sevinclerden kesitler isitir. Bazen öylesine duyup gecer bunlari; bazen de zihni isittiklerinin pesine takilir gider, baskalarinin hayatlarini kurgular kafasinda, ya da kulagina calinanlar kendi hayatiyla ilgili düsüncelerini, sezilerini tetikler. Umumi yerlerde kulagini ortaya atmayi sevenler habis dedikoducular degildir ille; bazen de, belki de icgörülerini, empati yeteneklerini bileylemek icin yapiyorlardir bunu Acaba Baris Bicakci da öyle mi yapmis, böyle biri midir, bilemeyiz. Ama neticenin, ya da okur üzerindeki tesirin öyle oldugu kesin. Herkes Herkesle Dostmus Gibide sokakta birbirine teget gecen insanlarin hayatlari da birbirine teget geciyor, bazen de icice giriyor, birbirine ulaniyor. Hayatlari tasiyan sözlerin birbirine ulandigi o hemzemin gecit anlari, ustaca. Bütün insanlari ve onlarin dünyalarini aynilastiran basit bir naiflik de yok bu gecislerde, farkli hayatlari kendi icinden anlayabilen bir gönül gözü var. Onun icin Herkes Herkesle Dostmus Gibi... Ama dogrusu herkesler de yok bu gezintide. Yukaridakiler yok. Siradan insanlar, kücük insanlar var. Ögrenci, memur, kücük esnaf, emekli, evhanimi... onlar. Siradan insanlarin siradan maiset meselelerini, kücük hesaplarini, tasalarini, asklarini, tutkularini, takintilarini tam da o siradanlik kalibi icinde bildik hususiyetsizligiyle görebilirsiniz burada. Ama o siradanliklarin icinde her insanin ayri bir alem oldugunu da görebilirsiniz. Siradan insanlarin toplu olarak, bir ideal tertip halinde, ana karakterini teskil ettigini düsünebilirsiniz bu romancigin. Baris Bicakcinin kücük insanlara, siradan hayatlara bakisinda gercekten yeni bir sey var. Steinbeck ya da Orhan Kemalvari bir yan görebilirsiniz ama tam öyle degil. Öyle büsbütün toplumcu-gercekci degil. Sait Faikle yakinlik kurdugunuz anlar olabilir ama öyle bir kücük adam romantizmi yok burada, fantastik ögeler yok. Yusuf Atilgani düsünebilirsiniz ama onda görebileceginiz karanlik yok burada. Sevgi Soysalin Yenisehirde Bir Ögle Vakti gezintisini hatirlayabilirsiniz tabii ki ama Bicakcinin anlatisi o cesit politik degil. Baska yazarliklarla kiyaslamaya elverecek pek cok sinyal veriyor Herkes Herkesle Dostmus Gibi, ama belirgin bir esin baglantisi yok, yakin akrabalik bulmak zor. Gercekten de yeni bir sey var. Herkes Herkesle Dostmus Gibi, bütün bunlarin yaninda, bir Ankara gezintisi. Özel surette hicbir tasvire girmeden, hicbir köseyi bir cümleyle olsun resmetmeye kalkismadan, ama Ankaranin cok mahallesini, caddesini, sokagini, meydanini laf arasinda anarak, oralarin kücücük ayrintilarindan bir iki sözcükle bahsederek, bu kentle ilisigi olmayanlarin hic basini agritmaksizin, ilisigi olanlarin icini isitiyor. Herkes Herkesle Dostmus Gibiden, baskent-Ankara, bürokrasi kalesi-Ankara degil de, iste o basit insanlarin yasadigi Ankara göz kirpiyor