47,99 €
inkl. MwSt.
Versandkostenfrei*
Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Kökeni insanlik tarihi kadar eski olan kölelik, hem kavramsal hem de hukuki olarak tartisilmistir. Bu tartismalar Islam dininin dogdugu ve yayildigi Orta Cagdan Yeni Caga süregelmistir. Cagdas dünyada kölelik hukuki ve kurumsal olarak bulunmasa da olgusal olarak varligini sürdürmekte; bilhassa insan haklari ve emegi gibi basliklar gündeme geldiginde derinlerden seslenmektedir. Abbasler, Emevlerden büyük bir kitle halinde intikal eden ve kendi dönemlerinde de sayilari artan kölelerle büyük bir is gücü potansiyeline ulasti. Azatli olan ya da olmayan bütün köleler bassehir Bagdat ve cevresinde…mehr

Produktbeschreibung
Kökeni insanlik tarihi kadar eski olan kölelik, hem kavramsal hem de hukuki olarak tartisilmistir. Bu tartismalar Islam dininin dogdugu ve yayildigi Orta Cagdan Yeni Caga süregelmistir. Cagdas dünyada kölelik hukuki ve kurumsal olarak bulunmasa da olgusal olarak varligini sürdürmekte; bilhassa insan haklari ve emegi gibi basliklar gündeme geldiginde derinlerden seslenmektedir. Abbasler, Emevlerden büyük bir kitle halinde intikal eden ve kendi dönemlerinde de sayilari artan kölelerle büyük bir is gücü potansiyeline ulasti. Azatli olan ya da olmayan bütün köleler bassehir Bagdat ve cevresinde önemli gelismelere öncülük etti. Yazar, Abbaslerin ilk yüzyilindaki kölelerin eglence sektöründe de faaliyet gösterdiklerine, özellikle refah düzeyinin arttigi bu dönemde hilafet sarayi basta olmak üzere saray ve konaklarda hizmetci olarak cariyelerin alindigina, muhtelif islerde calistirilmak üzere de kölelerin bulundurulduguna temas etmekte; böylesi bir vaziyet alan kölelik uygulamalarinin suistimallere acik hale geldigine ayrica vurgu yapmaktadir. Köle ticaretinin siradan bir hale geldigi bu dönemde, insan irklarinin birbiriyle karisarak melez topluluklarin rol almaya basladiklari görülmektedir. Iste kölelik ticaretinin yapilir oldugu Abbaslerin ilk yüzyili Islam hukukunun ve ahlakinin belli ilkelerinden sapmalarin da yasandigini göstermektedir. Bu calismanin tarih disiplinine ait olmasinin yani sira antropoloji, sosyoloji, psikoloji gibi beser bilimleri de ilgilendirdigi dikkate alindiginda, günümüz insaninin özellikle de bilimsel tecessüs sahibi okuyucularin ilgisini cekecegi muhakkaktir. Yazarin, tarihin kamburu olarak da ifade ettigi kölelik konusundaki bu arastirmasi hem insanlik tarihinin serencamina hem de literatüre nicel ve nitel katki saglamaktadir.