nsan n kendini ve yasad g dünyay bilme problemi tarih boyunca üstünde s kl kla durulan bir konudur. Yasad g evreni ve kendini tan mak isteyen insanoglu bu konu üzerinde ak l yürütmelerde bulunmus, arast rmalar n n sonucunu ise genel olarak iki basl k alt nda toplam st r;ak l ve vahiy. ste bu kavramlar, insan bilgisinin kaynag , onun dünyadaki yeri ve önemi, yasad g dünyay anlamas nda yol gösterici niteliginde olmustur. Yasan lan yüzy l n genel özellikleri ak l ve vahiy kavramlar ndan hangisine daha çok basvurulacag n belirlemistir. Ayd nlanma çag olarak adland r lan dönemde ak l daha ön plana ç kar lm s, problemler ak l k lavuzlugu ile anlas l r hâle getirilmeye çal s lm st r. Bununla birlikte Ortaçag n din ve kilise yönünde belirlenen kültürü, Ayd nlanma ile son bulmus gibi gözükse de inanç faktörü insan hiçbir zaman terk etmemistir. Din ile bilim, ak l ile vahiy, bilgi ile inanç aras ndaki problemler bu dönem filozoflar n n dikkatini çeken önemli tart sma konular d r. nsan n inanç faktörünü olustururken sahip oldugu tavr n epistemolojik geçerliligini, ak l önderliginde tespit etmeye çal san Locke ortaya koydugu fikirler ile felsefe dünyas na yeni bir boyut kazand r r.