18,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Fransiz Ihtilalinden sonra hayatimiza giren ideoloji kavrami bireyin hayata bakisini, siyasal davranisini, toplumsal ve günlük yasamini etkilemektedir. Ideoloji bireye toplumsal yasamda nasil düsünmesi ve davranmasi gerektigini ögretir. Ayrica ideoloji bireyin konumuna ve sosyoekonomik özelliklerine uygun davranislar konusunda yol göstericidir. Bireyler toplumsal rollerine uygun davranisi ögrenirler ve ona uygun davranirlar. Toplumdaki kadin ve erkegin kendilerine bicilen toplumsal cinsiyet rollerine uygun davranmasi ve bu rollerini kabullenmesi en iyi örnektir. Kadin-erkek ait oldugu grubun,…mehr

Produktbeschreibung
Fransiz Ihtilalinden sonra hayatimiza giren ideoloji kavrami bireyin hayata bakisini, siyasal davranisini, toplumsal ve günlük yasamini etkilemektedir. Ideoloji bireye toplumsal yasamda nasil düsünmesi ve davranmasi gerektigini ögretir. Ayrica ideoloji bireyin konumuna ve sosyoekonomik özelliklerine uygun davranislar konusunda yol göstericidir. Bireyler toplumsal rollerine uygun davranisi ögrenirler ve ona uygun davranirlar. Toplumdaki kadin ve erkegin kendilerine bicilen toplumsal cinsiyet rollerine uygun davranmasi ve bu rollerini kabullenmesi en iyi örnektir. Kadin-erkek ait oldugu grubun, toplumun ve kültürün inanclarina baglidir. Insanlar icinde yasadiklari toplumu anlamak icin ideolojilere ihtiyac duymaktadir. Bircok cesidi bulunan ideoloji, örnegin Türkiyede etkili olan liberalizm, sosyal demokrasi, milliyetcilik, muhafazakarlik, ulusalcilik, Islamcilik toplumun ihtiyaclarina cevap vermektedir. Birey, bu ideolojiler arasindan kendi yasam kosuluna en uygun olani tercih etmektedir. Insanin sahip oldugu üreme özelligine göre disi veya erkek biyolojik cinsiyet farkliligi degismeyen bir özelliktir. Kadinin dogurgan olmasi, cocugunu beslemesi ve cocugunun uzun bir süre bakimini üstlenmesi kadinin evinde kalmasini gerektirdigi icin bu arada ev islerinin de kadina ait görülmesi; erkegin ise evin disinda calismasi görevi ve sorumluluklari neticesinde, kadin-erkek ve toplum icin önemli sonuclari olan toplumsal cinsiyet farkliligina yol acmaktadir. Biyolojik cinsiyet farkliliklari doganin bir parcasidir. Ancak toplumsal cinsiyet, toplumsal bir insanin sonucu ve kaynagini icinde yasanilan toplumdan almaktadir. Biyolojik cinsiyetin toplumsal cinsiyete dönüsmesi, kadin-erkek arasinda önemli farklilasmalarin ortaya cikmasini saglamistir. Kadinlar ve erkekler arasinda toplumda var olan toplumsal cinsiyet rollerine iliskin kurulmus is bölümü cinsiyetler arasi fizyolojik niteliklerin ve farkliliklarin bir ürünü olarak resmedilmektedir. Kadinlarin günlük yasamlari cinsiyet ayrimciliginin sadece acik bicimiyle degil ayni zamanda toplumda esit olmayan bir sekilde davranilmasinin dogrudan veya dolayli ayrintili yöntemleriyle doludur.