Fakir Baykurt, öykülerinde köy yasaminin sertligi, yoksulluk, cahillik, taassup, batil inanc, sömürü gibi sorunlari ele alarak köylünün maddi ve manevi dünyasini toplumsalci ve gercekci bir bakistan isliyor. Gözlemlerden, canli tanikliklardan yola cikan yazar, günlük konusma dilini öyküye tasiyarak zaman zaman mizahi bir dil kullaniyor; bürokrasinin carklari arasinda sikisan ama icinde de bir umudu barindiran Ssiradan insani, yasadigi yerin atmosferiyle birlikte carpici bir bicimde betimliyor. Ilk basimi 1978de yapilan Kalekaleyi yeniden okurla bulusturuyoruz Kamyon daldi duvardan iceri. Yariya inmis samanliktan gecti, danaliktan cikti. Avlunun ta dibine, oturduklari odanin önüne gelip durdu. Gectigi yerlerde duvar, direk birakmadi dikili. Civileri bile söktü. Katti karistirdi ortaligi. Ne farlari kaldi, ne camlari. Ne boyasi, ne boncugu, dikiz aynasi, kilometresi, yakit göstergesi filan yamuldu, yilikti adamakilli. Bereket motor kendiliginden durdu. Kalekalenin durdurmasi olanaksizdi. Kürüs Ibrahimin karisi, hayatta yamalik yamiyordu. Önce deprem oluyor sandi. Sonra, SHeralim dünyanin sonu geldi, köy yikiliyor diye düsündü. Sonra Kulakci Salimin kamyonu burnunun dibine kadar gelmis görünce düsüp bayilayazdi. Direksiyonda Kalekaleyi görünce de önü aydinlandi. Topladi kendini. SVaaay esegin dölü vaaay Babandan habersiz asirdin degil mi kamyonu Yiktin evimi, yurtsuz yuvasiz koydun coluk cocugumu Vaay Kalekale gibi adi batasi vaay Sonra bakti boynu bilegi cizik siyrik icinde, alni avurdu kan, hem de beti benzi ucup gitmis, arpa samani gibi sari bir yüzle titreyip durur; acidi. Firladigi gibi sol kapagin kulpundan tuttu, acti, cekip cikardi cocugu. SGel yavru, gel yanima Gel de dik dur Dik dur, hemen yikilma bakalim dedi.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.