Her anne, dinlenilecek masum bir deniz degildir. Anne olmayi biraktiginiz anda, vücudunuz, aileniz, cocuklariniz yok olmaya baslar. Bir agacin gövdesi anne ise yapraklari evlatlaridir. Anne hastalikli bir bedenle yasamaya basladiginda, yapraklar kurur, hastalanir, dökülmeye yüz tutar. Diyor yazar. Bir annenin nasil olmasi gerektigini, ya da olmamasi gerektigini anlatmiyor bize. Bir annenin nasil bir kabuk üzerinde var oldugunun resmini ciziyor bizlere. Yazara göre her insan annesinden biraz yaralidir, biraz eksikligine maruz kalmistir. Bu hikayenin icinde ise eksikliginden cok, annenin karanlik olusunda kayboluyorsunuz. Bir öykünün bitmeyen sonu gibi icinizde büyük bir yangin, bogazinizda dügümlenen göz yaslariniz, en sonunda ise bütün kiz cocuklarinin yasadigi, yasayabilecegi hayatlar icin üzüntü icinde kavruluyorsunuz. Daha ilk satirlarinda, sizi hazirliyor, ilk satirlarda büyük bir yolculuga cikacaginizi biliyorsunuz. Farkli bir bakis acisi, farkli bir görüs sunuyor önünüze. Ve diyor ki; Belki bunlardan sonra annesini sevmeyen, anneler gününü kutlamayan, annesini aramayan-sormayan bir cocuga bakis aciniz degisir. Sorgulamaz, nedenlerini, kurak cöllerde yanmis ruhuna bakarak anlarsiniz. Anne üzerine yüklediginiz bütün agirliklari hak ediyor mu düsünürsünüz.1 Bir cocugun gözünden, bir annenin siginilacak sicak bir kucaginin olmayisina usulca yaklastiriyor. Gercek, merhamet, sefkat duygularini birlikte siniyor, icinizde tuttugunuz öfkelerinizi birakmaya, ayni karakter Günes gibi hazirlaniyorsunuz. Cünkü düsündügünüz gibi olmaz. Gecmis, hicbir zaman gecmez. Gecmis, sizin damarlariniza, ruhunuza, kalbinize islenir. Siz, gecmisi ruhunuzdan ayirmadiginiz sürece aci cekmeye devam edersiniz.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.