Iceri girenler, ölenler, sag kalanlar, sag kaldigina üzülenler, gencliklerini fasizmin hapishanelerinde gecirenler, iceri girmeyenler, iskence görenler, iskencede konusanlar, konusmayanlar, mülteci olanlar... ... Son yok. Son da Hayri gibi kayip. Nasil olsun ki Hayri yok, devrim yok... Kayiplari aramaya devam ediyoruz. Gecmise aglamak fayda vermez. Biliyorum... Ama Hayri ve onun gibi devrimciler yasasaydi burasi baska bir ülke olurdu, bunu da biliyorum. Resm bellege siddetli bir politik kutuplasmanin karanlik cagi olarak naksedilen 70li yillar, baska bir bakisla, sarsici bir toplumsal canlanmanin, büyük heyecanlarin ve ümitlerin dönemiydi. Faruk Eren, iste Halicin kiyi semti Hasköyün 70li yillarini adimliyor, gözaltinda kaybedilen abisinin, Hayrettin Erenin hikayesini anlatiyor bize. Bu dönemde komsulugun, ahbapligin, gündeligin nasil deneyimlendiginden, semtin siyasi-toplumsal tarihine, insanlarin nasil devrimcilestigine dair essiz izlenimler sunuyor. Pismanliklarin, keskelerin, iyi kilerin izini sürerek yalnizca bir ailenin fotografini cekmekle kalmiyor, taniklik ettigi tarihi aktararak unutmamanin, hatirlamanin, en önemlisi de hatirlatmanin kiymetini teslim ederek cumartesileri ogullarini, yakinlarini, eslerini, kardeslerini arayanlara yoldas ve yaslarina paydas oluyor. Kayip Bir Devrimin Hikayesi, kaybedilmek istenene karsi direnmenin, sebat etmenin kitabi.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.