O ana kadar mavi deftere yazmak bana zevkten baska bir sey vermemisti, gitgide yogunlasan, cilginca bir doyum duygusu. Sözcükler kafamdan sanki biri onlari bana yazdiriyormus gibi cikmisti; düslerin, karabasanlarin ve özgür düsüncelerin billur diliyle konusan bir sesin söyledigi cümleleri kopya eder gibiydim. Ama 20 Eylül sabahi, yani söz konusu günden iki gün sonra o ses ansizin susuverdi. Defterimi actim, önümdeki sayfaya baktigimda kayboldugumu fark ettim, ne yaptigimi artik bilemiyordum. Boweni o odaya sokmustum, kapiyi kilitleyip isigi söndürmüstüm; simdiyse onu oradan nasil cikaracagimi hic mi hic bilemiyordum. Otuz dört yasindaki romanci Sidney Orr, kendisini ölümün kiyisina götüren ve aylarca süren bir hastaligin ardindan yavas yavas hayata dönmektedir. 1982nin bir Eylül günü New Yorkun Brooklyn semtindeki kücük bir kirtasiyeciden edindigi mavi ciltli bir defter tam dokuz gün boyunca Sidneyi büyüsü altina alacak, genc adam, evliligini yikmakla ve gercege duydugu güveni sarsmakla tehdit eden sasirtici olaylar ve rastlantilarla, ürkütücü önsezilerle dolu bir dünyaya sikisip kalacaktir.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.