13,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Kis Masallari, ilkbahar, yaz ve sonbahar masallariyla devam edecek Mevsim Masallari dizisinin ilk kitabi. Her yastan cocugun ilgisini cekecek bu masallar uzun ve soguk kis aksamlarinda icinizi isitmakla kalmayacak, dostlugun, sevginin, iyi niyetin önemini, kis mevsiminin güzelligini bir kez daha hatirlatacak. Tarik Demirkanin derledigi Kis Masallarini Feridun Oral cizimleriyle renklendirdi. Tadimlik Kücük Cam Agaci Hans Christian Andersen Ormanin birinde minik ve narin bir cam agaci varmis. Kücük agacin ormandaki yeri cok güzelmis. Sere serpe güneslenebiliyormus. Cevresindeki öteki cam…mehr

Produktbeschreibung
Kis Masallari, ilkbahar, yaz ve sonbahar masallariyla devam edecek Mevsim Masallari dizisinin ilk kitabi. Her yastan cocugun ilgisini cekecek bu masallar uzun ve soguk kis aksamlarinda icinizi isitmakla kalmayacak, dostlugun, sevginin, iyi niyetin önemini, kis mevsiminin güzelligini bir kez daha hatirlatacak. Tarik Demirkanin derledigi Kis Masallarini Feridun Oral cizimleriyle renklendirdi. Tadimlik Kücük Cam Agaci Hans Christian Andersen Ormanin birinde minik ve narin bir cam agaci varmis. Kücük agacin ormandaki yeri cok güzelmis. Sere serpe güneslenebiliyormus. Cevresindeki öteki cam agaclari da rahat büyümesi icin ona yer birakiyorlarmis. Rahati iyi olmasina iyiymis ama bizim kücük cam agacinin büyük bir sorunu varmis. Bir an önce büyümek istiyormus. Bu büyüme özlemi yüzünden, sicacik günesin, ormanin piril piril ve temiz havasinin tadini bile cikaramaz olmus. Kücük cam agacinin cevresinde zaman zaman cocuklar da dolasirmis. Ormana yaban cilegi ya da bögürtlen toplamaya gelen cocuklar, meyvelerini toplar ve agacin dibine otururlarmis. Bir yandan meyvelerini yer, bir yandan da sohbet ederlermis. Su minik agaca bakin Ne kadar güzel Kücük cam agaci bu sözleri duymak bile istemezmis. Cünkü kücük olmaktan nefret ediyormus. Bir yil sonra, en üstteki dallarinin üzerinde yeni dallar cikmis. Bir sonraki yil onlarin da üzerinde yeni dallar belirmis.. Cam agaclarinin bu asama asama büyümelerinden agaclarin kac yasinda oldugunu saymak bile mümkünmüs. Kücük cam agaci da cevresindeki agaclarin yaslarini hesaplarmis hep. Keske ben de onlar kadar yasli olsam, dallarimi o kadar yüksege uzatabilsem, diye yakinirmis. O zaman günese en yakin ben olurdum. Dallarimin arasinda kartallar yuva yapardi. Rüzgar önce benim tepemi sallardi Sürekli böyle yakindigi icin de, ne sicacik günesin tadini cikarabilirmis, ne dallarinin arasinda ucusan sercelerin, ne de aksama dogru, ormanin üzerinden süzülerek batan günesin renklerini yansitan pembe bulutlarin. Kis gelmis. Orman bembeyaz karlarla kaplanmis. Dallarinin üzerinde biriken kar kümeleri minik cam agacinin yükünü artiriyormus. Zaman zaman ormanin kücük hayvanlari cam agaclarinin arasinda dolasiyorlarmis. Beyaz tavsanlar da geliyorlarmis. Hatta bir keresinde bir tavsan, minik cam agacinin yanindayken, ormandan gelen bir gürültüyle panige kapilmis, bir sicrayista cam agacinin üzerinden atlayip kacmis. Bir tavsanin üzerinden ziplayivermesi onu cok kizdirmis dogrusu. Yine ne kadar minik oldugunu düsünüp üzülmüs. Iki yil daha gecmis, minik cam agaci biraz daha büyümüs. Artik tavsanlar üzerinden atlayamiyorlarmis. Ama o daha cok büyümek istiyormus. Büyümek, büyümek ve sonunda ormandaki en büyük agac olmak sevdasindaymis. Hayatta hep en büyük olanin kazanacagini saniyormus. Bu ormana her güz mevsiminde ellerinde baltalariyla orman iscileri gelir ve ormandaki en heybetli cam agaclarindan birkacini keserlermis. Bizim kücük cam agaci da büyümeye devam ederken bunu ögrenmis. Yine bir güz, orman iscilerinin en büyük agaclari catirtilarla devirmelerini korku ve dehsetle izlemis. Görkemli agaclar yere devrildikten sonra isciler calismaya devam etmisler. Ellerindeki keskin baltalarla agaclarin dallarini budamislar. Heybetli agaclar simdi yerde cirilciplak yatiyorlarmis. Ardindan da tomruk haline gelen agaclari at arabalarina baglayip ceke ceke götürmüsler. Acaba onlari nereye götürüyorlar diye düsünmüs kücük cam agaci. Acaba gittikleri yerlerde onlari neler bekliyor Kafasini dolduran bu sorulari baharda uzaklardan gelen göcmen kuslara da sormus. Kirlangiclar agaclar hakkinda hicbir sey duymadiklarini söylemisler. Ama yasli leylek bazi seyler biliyormus. Biraz düsündükten sonra Ben galiba senin dostlarini gördüm kücük agac, demis, Misirdan buraya dogru ucarken denizde yeni yelkenli gemiler gördüm. Cok bicimli, dimdik yelken direkleri vardi Cam agacindan yapilmis olmaliydilar, cünkü yanlarindan ucarken etraflarina mis gibi cam kokusu yaydiklarini duydum. Selam da verdim onlara, ama baslari cok yukarida oldugu icin beni görmediler. Dogrusu biraz kibirliydiler. Keske bu ormanda en uzun ben olsaydim. Simdi denizleri dolasiyor olurdum diye yakinmis yine kücük cam agaci. Lütfen leylek, biraz daha anlat onlari. O kadar zamanim yok, demis leylek ve havalanip gözden kaybolmus. Bizce sen simdi ufakliginin tadini cikar, diye fisildamislar günes isinlari, bak orman ne kadar güzel, ormanin tadini cikar, yesil kirlarin güzelligini yasa Bak bahar geldi, her yandan minicik sürgünler, filizler fiskiriyor, onlar icin sevin. Baska bir sey düsünme. Tatli rüzgar gecerken bir öpücük kondurmus cam agacina. Sabah ciyi minik damlaciklariyla körpe dallarinin susuzlugunu gidermis. Ama kücük cam agaci artik kimseyi görmüyor, kimseyi isitmiyormus. Noel günleri yaklastiginda orman iscileri yine gelmisler. Cam ormanindan bu kez de kücük agaclari kesmeye baslamislar. Kesilenler arasinda bizim agactan daha kücük olanlar da varmis. Bu kücük camlar arasindan en bicimlilerini ayirmislar. Ama orman iscileri bu kez, güz mevsiminde yaptiklari gibi baltalarla camlarin dallarini budamamislar. Aksine kestikleri agaclarin dallarini özenle yukariya dogru toplayip iplerle baglamislar. Agaclari yerde sürükleyeceklerine, özenle arabalara yüklemisler. Acaba onlari nereye götürüyorlar diye düsünmüs cam agaci. Bu kez kestikleri agaclarin boyu asagi yukari benimki kadar. Hatta aralarinda benden daha kücükleri bile var. Gemi diregi olmaz ki onlardan. Acaba ne yapacaklar Dallarini neden kesmediler At arabasi acaba onlari nereye tasiyor Biz biliyoruz Biz biliyoruz diye civildamis serceler. Sehre götürüyorlar onlari Biz sehirdeki evlerin pencerelerinden iceriyi görebiliyoruz. O evler o kadar güzel ve o kadar süslü ki Sen o kadar zevkle süslenmis evleri rüyanda bile göremezsin. Iste bu agaclari da evlerin en güzel köselerine yerlestirmek icin hazirliyorlar. Süsleyip, püsleyip evlerinin bas kösesine koyuyorlar. Altin ve gümüs yaldizli kagitlar, piriltili yildizlar takiyorlar. Hatta dallarinda mum bile yakiyorlar Görsen, bir görsen öyle güzel ki Öyle güzel ki Sonra demis kücük cam heyecanla, Sonra ne oluyor ...
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.