9,49 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Mültecinin kelime anlamini yazarken, bir yandan da bu konuyla ilintili olarak insan olmanin manasini düsünüyorum. Mülteci kelimesini duydugu anda yüzü eksiyen, tiksintiyle bakan hatta o kadarina bile gerek yok; ya önemsemedigi ya da ne oldugunu tam bilmedigi icin anlamsiz, bos bos bakan biri olmamali diye düsündüm Insan olmak taniminin hakiki manasi. Kalben ve aklen cekilen girift bir izdirabi bulmasa bile, en azindan bir yürek sizisi olmaliydi insan olanin kalbinde bu kelime Mülteci... Yerlesmek maksadiyla olmayip, bir zaruret nedeniyle, gecici olarak oturmak üzere bir ülkeye siginan…mehr

Produktbeschreibung
Mültecinin kelime anlamini yazarken, bir yandan da bu konuyla ilintili olarak insan olmanin manasini düsünüyorum. Mülteci kelimesini duydugu anda yüzü eksiyen, tiksintiyle bakan hatta o kadarina bile gerek yok; ya önemsemedigi ya da ne oldugunu tam bilmedigi icin anlamsiz, bos bos bakan biri olmamali diye düsündüm Insan olmak taniminin hakiki manasi. Kalben ve aklen cekilen girift bir izdirabi bulmasa bile, en azindan bir yürek sizisi olmaliydi insan olanin kalbinde bu kelime Mülteci... Yerlesmek maksadiyla olmayip, bir zaruret nedeniyle, gecici olarak oturmak üzere bir ülkeye siginan kisilerdir mülteciler. Baska bir ülkeye veya yere siginmis olan kimse, siginmaci, siginik. Kelime anlami böyle diyordu. Bir tercihten degil, bir zaruretten bahsediyordu. Oysa hayatin icinde tekabülü cok daha ötesiydi. Bir yerden bir yere gitmekten, hatta sürülmekten cok daha ötesiydi. Yurdu geride biraktirilip, gurbete mahkm edilmekti. Bu manada düsününce, hepimizin bu dünyada birer mülteci oldugu sonucu cikiyor ki bu da bambaska bir gerceklik. Yurdunu geride birakmak, sadece bir ikamet degisikligi degil elbette. Hangi yasta olursa olsun gecmisini ve gelecegini birakmak geride. Maddi manevi, halihazirda sürülen bir hayati, mecburen geride birakip bir bilinmeze yol almak... Evini, yurdunu, anilarini, atalarini, ümitlerini, hayallerini birakmaya mecbur edilmek; en cok da halk olmanin itibarini birakip mültecilik sifati ile birlikte, en iyi ihtimalle bir ensar yüreginin düsüne siginmak belki de... Mültecilere en cok ev sahipligi yapan bir ülkenin vatandasi olmaktan, ensar-muhacir samimiyetinde hislerle gurur duyan kac kisiyizdir bilmem ama... Asla yurdundan, vatanindan ayri yasayamayacak, vazgecilmezleri arasinda ilk siralarda vatani olan bir millet olarak, ülkemizdeki mültecilere bakisimiz bambaska olmali. Onlarin zaruretten misafirimiz olmus olduklarini unutmaksizin bir ev sahibi ictenliginde ve nezaketinde en güzel sekilde agirlamak olmali tavrimiz. Hor bakmadan, ötelemeden, ikincilemeden, hatta mümkünse, yaralarina, yarimliklarina, mahzunluklarina hürmet ederek. Rabbimizin kirik gönüllerde oldugunu hatirlayip bu kardeslerimizin bizim Ilah rizayi kazanmamiza birer vesile olmalari sebebiyle, icten muhabbet ve sükranla, insan olmanin erdemi, kul olabilmenin bilinciyle davranmali. Hem onlarin gelecegine hem de kendi insanlik onurumuza ve Müslümanlik vasfimiza sahip cikmaliyiz. Simdi empati kurmaktan cok daha fazlasini özünde saklayan bir millet olarak, bu misafirlerimizle hemhal olup, onlarin tasidigi yükü bölüp, bizim olani da bölüserek Rabbimize karsi bu ev sahipligimizin hem borcunu hem sükrünü eda etmeliyiz. Ve bayragimizin dalgalandigi su topraklarda olabilmenin sadakasi niyetine yüzümüzden tebessümü, dilimizden sükrü, kalbimizden merhameti hic eksik etmesin diye Rabbimize dua ve niyaz etmeliyiz...