Kimse aziz deildir. Herkes ya sucludur ya da kurban... Yasanmis bir cinayet davasinin esin kaynagi oldugu Kücük Ölümlerde olay 1965 yilinin New Yorkunda gecmektedir. Cogunlukla Katolik isci sinifindan insanlarin yasadigi bir mahallede oturan Ruth Malone kokteyl garsonu olarak uzun saatler boyunca calisan bekar bir annedir. Bir sabah uyandiginda iki kücük cocugu Frankie ve Cindynin kayboldugunu fark eder. Ayni günün ilerleyen saatlerinde, Cindynin cesedi evinden yarim mil uzakliktaki sahipsiz bir arsada bulunur. On gün sonra ise, Frankienin cürümeye yüz tutmus cesedi bulunur ve bir anda bütün parmaklar Ruthu gösterir. Polis, cinayetleri arastirirken genc kadinin hayatinin ayrintilari da ortaya dökülür. Evinde bulunan bos icki siseleri, kiskirtici giysiler, sayisiz erkekten gelen mektup yiginlari ve kücük siyah kapakli telefon defteri, polislerin gözünde onu sarhos, ahlaksiz ve dolayisiyla da kötü bir anne haline getirir. Kadinlarin yerinin evleri olduguna inanan kati bir Katolik olan dedektif de o bariz hükme varir Bosanma ve velayet savasiyla karsi karsiya kalan Malone, cocuklarinin canina kiymistir. Pete Wonicke, cinayetleri yazma görevini hileyle ele geciren acemi bir muhabirdir. Gazetede isim yapmaya kararli sekilde olayi kurcalamaya baslar. Petein hikayeye olan ilgisi zamanla Rutha karsi takintiya dönüsür. Savcilarin, basinin ve halkin bastan cikarici bir kadin olarak tasvir ettigi Ruth Maloneda daha fazlasinin olduguna inanmaya baslar. Acaba Ruth Malone kendi cocuklarini vahsice öldürmüs müdür yoksa önyargilarin ve tutucu zihniyetin kurbani masum bir anne midir Kücük Ölümler hepimizin icindeki iyiligi ve kötülügü sorgulayan, toplumda kadina ve anneye yönelik önyargilari modern bir feminist egilimle anlatmayi basaran carpici bir roman.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.