Toplumlarin esenligi ve gelismisligi cogu iktisatci ve siyasetci tarafindan büyüme kavramiyla aciklaniyor. Farkli siyasi ve iktisadi görüslerin büyüme konusunda anlastigini görüyoruz. Günümüzdeki hizli yoksullasma, artan esitsizlikler ve toplumsal-ekolojik felaketler de egemen söyleme göre büyüme eksikliginin ya da azgelismisligin sonuclaridir Büyümeyen, yerinde sayan, ölür. Elinizdeki kitap ise bu sorunlarin nedeninin tam da büyüme oldugunu, büyümenin asiri masrafli, ekolojik acidan sürdürülemez ve özünde adaletsiz bir hal aldigini, büyümeyi temel alan mitik inanclarin terk edilmesi gerektigini savunuyor. Bunun icin büyüme tahayyülünü ayakta tutan ve ekonomiyi bilim olmaktan cikaran terimlerle düsünmekten vazgecmek gerekiyor. Kullanimdaki iktisadi dil, ifade edilmesi gerekeni ifade etmekte yetersiz kaldigi icindir ki yeni bir söz dagarcigina ihtiyacimiz var. Bir grup aktivist ve entelektüelin ilk olarak Fransada baslattigi ve ardindan tüm dünyaya yayilan kücülme hareketi, toplumsal bir hedef olarak ekonomik büyümenin terk edilmesi cagrisinda bulunuyor. Kücülme kavrami, daha az dogal kaynak tüketen ve tamamen farkli ilkeler cercevesinde örgütlenen toplumlara giden yolu temsil ediyor. Sadelik, senliklilik, otonomi, bakim, müsterekler gibi kelimeler de kücülme toplumlarinin neye benzeyebilecegi konusuna isik tutuyor. Bu derlemenin, sadece baska bir dünyanin mümkün oldugunu düsünmekle kalmayip ayni zamanda onu simdi insa etmek adina mücadele eden herkes icin degerli bir bilgi ve ilham kaynagi olacagini umuyoruz.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.