24,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
payback
12 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Yasam döngülerimizi tamamladigimiz karsilikli etkilesim sistemlerinin bir ürünü olarak kültür, icerisinde cok sayida sürec barindiran karmasik bir bütündür aslinda. Etimolojik bakimdan dogadan, yani topragi ekip-bicmeden, tarimdan, yetistirmeden yol alan kültür kavraminin, insanligin serüveni dahilinde yasam ve onun tüm ciktilariyla iliskili bir durumuna geldigini söyleyebiliriz. Kültürün bütün bir yasam tarzini ifade eden günümüzdeki kullaniminin önünü acmasi bakimindan Alman Idealistlerinin önemi büyüktür. Onlarla birlikte kültür, özgün bir yasam tarzini ifade eden modern anlamini tasimaya…mehr

Produktbeschreibung
Yasam döngülerimizi tamamladigimiz karsilikli etkilesim sistemlerinin bir ürünü olarak kültür, icerisinde cok sayida sürec barindiran karmasik bir bütündür aslinda. Etimolojik bakimdan dogadan, yani topragi ekip-bicmeden, tarimdan, yetistirmeden yol alan kültür kavraminin, insanligin serüveni dahilinde yasam ve onun tüm ciktilariyla iliskili bir durumuna geldigini söyleyebiliriz. Kültürün bütün bir yasam tarzini ifade eden günümüzdeki kullaniminin önünü acmasi bakimindan Alman Idealistlerinin önemi büyüktür. Onlarla birlikte kültür, özgün bir yasam tarzini ifade eden modern anlamini tasimaya baslamistir. Modernligin en gözde kavramlarindan olan kültürün toplumlara vadettigi düzen sözü icin onlardan tek beklentisi vardi; buna göre düzen icin talep edilen deger ve normlara uyulacak, bunlarla uyusmayan seyler ise dislanacakti. Bati disinda, özellikle de sömürge toplumlarinda kültür, kolayina, bir aydinlatma araci olarak beyaz adamin misyonuna eklemlenmisti. Cok degil, II. Dünya Savasi sonrasinda bu misyon da terk edilecek, kültür hizla ulus devletleri degisen kosullardan koruyacak bir dengeleyici olarak görülecekti. Bir dönem böyle geciverdi. Günümüzde ise isler biraz karismis durumda... Örnegin postmodernistler, coktandir, yasam tarzlarini eksen alarak muhalif ya da azinlik gruplarin aidiyet cercevelerini övülecekler, cogunlugun aidiyet cercevelerini ise elestirilecekler listesine eklemis durumdalar. Sagi-solu, kisacasi her tarafi kimlik politikalarina bulanmis simdide, kantarin topuzu degil, bizzat kendisi kacmis durumda. LGBT bireylerin mücadelelerine methiyeler düzenler milliyetciligi lanetleyebiliyorlar... Bugün kültür daha cok kisisel sorunlar ve bu sorunlar dogrultusunda beliren bireysel ihtiyaclara gönlü kaptirmis durumda. Bu yüzden olsa gerek, yasaklardan degil, tekliflerden, kurallardan degil önermelerden yararlanarak kendini yeniden ve yeniden olusturuyor. Zamana ayak uydurmak üzerinden sekilleniyor her sey bugün... Tramvayda, vapurda ya da sinemada fark etmez; yan koltukta oturan, ama dönüp bakma ihtiyaci hissetmedigimiz, varligini nefes alis verislerinden bildigimiz siradan bir insana benziyor zaman da; birlikte yasadigimiz, ancak orada burada karsilasmis olmak disinda bir tanisikligimizin olmadigi yabancilara benziyor. Tipki kültür gibi...