Uluslararasi karsilastirmalarda gelir dagiliminda adaleti gösteren Gini katsayisi kadar kalkinmada diger önemli gösterge vergi yükü kavramidir. Mükellefler üzerindeki vergi yükünün ne kadarinin hangi kesimler üzerinde kaldigi önemlidir. Ancak günümüzde objektif yaklasimlar kadar sübjektif yaklasimlar da önem kazanmistir. Sübjektif yaklasimlar göz ardi edilerek yapilacak uluslararasi karsilastirmalar saglikli sonuçlar ortaya koymayacaktir. Maliye politikasinin amaçlari arasinda yasanacak çatisma günümüzde mobil üretim faktörleri lehine sonuçlar ortaya koymakta, gelir dagiliminda adalet ve sosyal devlet anlayisi ikinci planda kalmaktadir. Bu durum da vergi yükünün genellikle ücretli kesim üzerinde kalmasiyla sonuçlanmaktadir. Sosyal tabakalasma piramidinde genis halk kitleleri üzerindeki vergi yükü artmakta, vergi kaçirma ve vergiden kaçinma gibi vergi kültürünü erozyona ugratan sonuçlar ortaya çikabilmektedir. Verginin ulus devletlerin yetkisinde oldugu düsünüldügünde ise; politikkültürün etkinsizlesmesi ve politik yozlasmanin önü açilmaktadir. Bunu engelleyecek olan ise, anayasal iktisat politikasinin yürürlüge konmasidir.