16,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Daha önce Kürdinsan ve Kürtleri Bekleyen Tehlike isimli kitaplariyla taninan Vahdettin Ince, Kürt Sorununun anlasilmasina katki saglayabilecek yeni bir calisma yayinladi. Kürdüm OHALde TürkümBir Sistem Elestirisi ismiyle yayinlanan kitap, konunun uzmani bir düsünürün kendi hayatindan kesitlerle zenginlestirdigi özgün bir calisma özelligi tasiyor. Vahdettin Ince, disardan bakildiginda karmasik olarak görünen bu temel sorunu, kendine özgü analizlerle anlasilir bir hale getiriyor. Vahdettin Ince, hayatinin ayrilmaz bir parcasi haline gelen bu temel sorunun hem anlasilmasi hem de cözüme…mehr

Produktbeschreibung
Daha önce Kürdinsan ve Kürtleri Bekleyen Tehlike isimli kitaplariyla taninan Vahdettin Ince, Kürt Sorununun anlasilmasina katki saglayabilecek yeni bir calisma yayinladi. Kürdüm OHALde TürkümBir Sistem Elestirisi ismiyle yayinlanan kitap, konunun uzmani bir düsünürün kendi hayatindan kesitlerle zenginlestirdigi özgün bir calisma özelligi tasiyor. Vahdettin Ince, disardan bakildiginda karmasik olarak görünen bu temel sorunu, kendine özgü analizlerle anlasilir bir hale getiriyor. Vahdettin Ince, hayatinin ayrilmaz bir parcasi haline gelen bu temel sorunun hem anlasilmasi hem de cözüme kavusturulmasi icin verdigi cabalari su sözlerle anlatiyor Kürt sorunu ile dogup büyüdüm. Bugün düsünceme, tutumuma, yazilarima egemen olan kisisel tecrübemin etkisine girmeden önce bu soruna cevremdeki hemen hemen herkes gibi tek tarafli bakiyordum. Aslinda gercegin sadece bir yönünü görebiliyordum da diyebilirim. Cevre ve ortam bunu gerektiriyordu. Geliy Zlan Vanin Ercis ilcesine bagli Zilan deresi denilen ve onlarca köy ve mezradan ibaret bölge hadisesi ben dogmadan otuz yil önce yasanmisti, bizim köyden cok cok on bes kilometre ötede. Cevremi anlamaya basladigimda kulagimda bu bölgede yasanmis katliam hikayeleri vardi. Öncesinde ve sonrasinda tanik olunan Kürtce yasaklari, Kürtlerin inkari gibi insan fitratina aykiri uygulamalar ister istemez gercegin sadece ve yalnizca bir tarafini görmeyi dayatiyordu. Benim gördügüm ve anladigim Kürtlerin korkunc magduriyetiydi. Zaman ilerledi, Türklerin bu konuya yaklasimlarini görme imkanini buldum. Bu asamadan sonra sorunun bir vechesi daha belirginlesti. Türkler olup bitenlerden habersizdi. Her sey onlar adina yapiliyordu, ama onlarin bundan haberi yoktu. Zamanla tanidikca, haberlerinin olmasi durumunda bunlara onay vermelerinin imkansiz oldugunu anladim. Tepedeki siyasetin de Türklerin isin farkina varmasini önleyen, perdeleyen kavramlarla döndügünü gördüm. Rejimin Kürt cografyasinda olup bitenleri Türklerin gözünde perdelemek, anlamalarini engellemek icin sinsi bir politika izledigini fark ettim. Mesela Seyh Said hareketini Türklere bir bölücü, ayrilikci hareket olarak anlatirken, etnik meselelere gösterdigi duyarliligi Islam sorunlara ya hic göstermeyen ya da üstünkörü bir tepkiyle gecistiren Batiya da Islam, hilafetci bir hareket olarak yansitmisti. Bu sorunun bir diger magduru da Türklerdi o halde. Bunu anladiktan sonra Türk nedir sorusunun cevabi da Kürtlerin girdabinda yer aldigi sorunun diger magduru oldugu icin Türkler ümmettir seklinde belirginlesti zihnimde. Ümmet olmak, bir millet olmak yani karsilikli anlasabilmek icin taraflarin, özellikle Türklerin olup bitenlerden haberdar kilinmasini kendim icin vaz gecilmez bir görev bildim bu yüzden. Ondandir ki kendimi her firsatta Kürtlerin magduriyetini Türklere anlatma cabasi icinde gördüm. Kürdinsan kitabim Kürtlerin yasadiklarini Türklere anlatma amacimin bir ifadesidir. Burada da ayni duygu ve düsüncelerle hareket etmek istiyorum. Yine vicdanlara dokunmaya calisacagim. Buradaki yazilar bir yandan benim Kürtleri ve Türkleri anlama cabamin ifadeleridirler, bir yandan da onlarin birbirlerini anlamalarini saglamaya yönelik niyetimin göstergeleridirler. Ben tabi ki ümmetci, bütünsel ve hatta evrensel bir zaviyeden bakiyorum olaylara. Ama bu ayrintinin, teferruatin ilmek ilmek ördügü bir bütünselliktir. Ümmet Araptir, Türktür, Kürttür, Farstir... Bazen sadece Araptir, bazen sadece Türktür, bazen sadece Kürttür, bazen sadece Farstir. Ama her zaman hepsidir. Diger bir ifadeyle ümmet; anlasan yani bir birlerini anlayan insanlardan meydana gelen bir topluluktur. Islam milletinin cok önemli iki kavmi olan Türklerin ve Kürtlerin birbirlerini anlamalari da hem Türkiyede hem de Islam aleminde cözümlerin kapisini acan bir anahtar islevini görecektir bana göre. Bir arada baris icinde yasamanin anahtari milletlerin, halklarin, mezheplerin birbirlerinin mütercimi olmasidir bir anlamda. Beyan Yayinlari tarafindan okuyucularla bulusturulan bu önemli eser, yasanmis pek cok olayla zenginlestirilmis bir gerceklige dayali olmasi ve olaylara cok yönlü bakabilme özelliginden dolayi kendi alaninda önemli bir boslugu doldurmaya aday olarak görünüyor.