La luz del tranvía eléctrico se reflejaba pálidamente aquí y allá en el techo y en las partes altas de los muebles. Elektrikli tramvayın ışığı tavanda ve mobilyaların yüksek kısımlarında burada burada soluk bir şekilde duruyordu. Pero abajo, al nivel de Gregor, estaba oscuro. ama Gregor'un seviyesinde karanlıktı Se empujó lentamente hacia la puerta para ver qué había sucedido allí. Orada neler olduğunu görmek için yavaşça kapıya doğru ilerledi Todavía era torpe con sus antenas, que sólo ahora aprendió a apreciar. hala duyargalarıyla beceriksizdi, ancak şimdi takdir etmeyi öğrendi Su lado izquierdo parecía tener una cicatriz larga y desagradablemente apretada. Sol tarafında uzun, rahatsız edici derecede sıkı bir yara izi var gibiydi y tuvo que cojear literalmente sobre sus dos filas de patas ve iki sıra bacağının üzerinde kelimenin tam anlamıyla aksamak zorundaydı Por cierto, una de las piernas resultó gravemente herida durante los incidentes de la mañana. Bu arada sabahki olaylarda bir bacağının ciddi şekilde yaralandığı belirtildi. Fue casi un milagro que sólo una de sus piernas estuviera herida sadece bir bacağının yaralanması neredeyse bir mucizeydi y arrastró su pierna sin vida ve bacağını cansız bir şekilde sürükledi Sólo cuando llegó a la puerta se dio cuenta de lo que realmente lo había atraído hasta allí. Ancak kapıya ulaştığında onu oraya çeken şeyin ne olduğunu anladı. Fue el olor de algo comestible lo que lo había atraído allí. onu oraya çeken şey yenilebilir bir şeyin kokusuydu
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.