Bes yüz yildir topraklarindaki zenginlikler nedeniyle kesintisiz bir yagma ve saldiriya maruz kalan Latin Amerikanin hikayesi; bütün insanligin güc ve iktidar iliskilerinin, emperyalist politikalarin, savaslarin altindaki nedenlerin, baski karsisinda mayalanan öfkenin, isyanin ve acinin özetidir. Altin, inci, kalay, gümüs gibi madenlerin; kakao, seker kamisi, muz, pamuk gibi tarim ürünlerinin fiskirdigi bereketli topraklar, halklarin yoksullugunu dogurmus, her daim baska kitalarin ihtiyaclarini karsilamak üzere kimi zaman isgal, cogu zaman da kukla yönetimler araciligiyla talan edilmistir. Üstelik saldirganlar hicbir zaman niyetlerini gizleme ihtiyaci da duymamistir. Meksikanin fethi sirasinda Hernn Cortésin yardimciligini yapan Bernal Diaz del Castillo su sözlerle bunu acikca ifade eder Tanriya ve hükümdarimiza hizmet icin geldik biz buraya. Fakat ayni zamanda, buradaki zenginlikler icin de geldik. Köle tasiyan gemiler belki artik okyanusu gecmiyor ama köle tüccarlari Calisma Bakanligi araciligiyla islerini sürdürmeye devam ediyorlar. Yagma ve talanin oldugu yerde elbette direnis de var; Latin Amerika tarihi ayni zamanda Tupac Amarudan Hidalgo ve Morelosa, Simn Bolivardan José Artigasa, Zapatadan Castro ve Che Guevaraya kadar bugünümüze de ilham veren bircok ismin öncülügünde gelismis bir ayaklanmalar tarihidir. Eduardo Galeano bu hirs, talan, yagma, kan, gözyasi ve direnisle harmanlanmis yüzyillarin dökümünü her zamanki sade ama carpici diliyle kayit altina alirken, belleklere kazinmasi gereken bir gercekligin altini kalinca ciziyor, bugünü anlamanin ipuclarini incelikle satirlara döküyor, sömürüye karsi öfke kadar umudu da büyütüyor...
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.