Neoliberal kapitalizmin devreye girer girmez, devleti kücültmek söylemiyle devreye soktugu kamusal desteklerin ya da sosyal devletin tasfiyesi, onun üretim ile yeniden üretim alanlari arasindaki baglantililigin bilincinde oldugunu göstermektedir. Bu durum, kadinlari konu alan Marksist calismalarin, onlarin salt ucuz, agir sömürü kosullari altindaki üreticiler konumuyla degil, ayni zamanda yeniden üreticiler olarak ele almasi gerektigini göstermektedir yani domestik alan icerisindeki konumlariyla. Bir baska deyisle aile, üreme, cinsellik, analik, ev kadinligi, ask, ev hizmetlisi... vb. konularinin onlarin isciler olarak konumlariyla birlikte sorunsallastirilmasi gerektigini gündeme getirmektedir. Marx ile Engelsin calismalarinda bu konulara pek fazla deginilmedigi bilinir. Ancak izleyen kusaklarin Marksistleri Marxin yaklasimini yeniden üretim konusunda uygulama konusunda cabalara girismislerdir insanin aklina devrim sonrasi Bolsevik kadinlarin, kadin özgürlügü konusundaki yazi ve pratikleri geliyor. Kanimca onlarin yolunu izlemek, en iyisi... Bu ayni zamanda toplumsal cinsiyetin salt kültürel ya da biyopsisik bir düzlemde tanimlanamayacagini, en dogrusunun ekonomi politik ile kültürü, ya da denklemi farkli bir düzlemde kurmak gerekirse, üretim ile yeniden üretimi birlikte ele almak oldugunu, yani hem ekonomizmden, hem de kültüralizmden saplanmadan ikisini bagdastiran bir Marksist yaklasimin benimsenmesi gerektigi anlatir bize... Bu kitap, böylesi bir yaklasima girizgahya da kenar notlari olmayi hedefliyor...
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.