Ilk gencligimi düsle gercek arasindaki cizgide gecirdim ben. Yanilsamayla yüz yüze gelmeden yasayanlar ve bu yüzden yasamlarini kendilerine ait bir seymis gibi hissedenler bu cizginin varligindan habersizdir. Cünkü bu cizgi düsle gercegi birbirinden ayirmakla kalmaz, ayni zamanda onlari birbirine baglar. Bir sey yasarsiniz ama aslinda yasadiginiz baska bir seydir. Hickirarak aglarsiniz ama aslinda kahkahalar atmissinizdir. Sevgi, mutluluk, zafer, hepsi birer yanilsamadir. Yasam kurgudur, gercek düstür. Yalnizca inancinizla bicimlenen bir avuc hamur. Neye inaniyorsaniz, gercek odur. Izmir yakinlarindaki kücük bir kasabada yasayan varlikli bir ailenin tek cocugudur Hüseyin. Mallarin ve ciftligin yönetimini yüklenen amcasi, geleneklere uymayip meyhane isletmeyi secen babasi, menekse kokulu annesi, ciftlikteki sevgili atlari, yengesi, halalari ve komsu kadinlar arasinda büyür. Ancak hep mutluluk icinde gecmez kasaba hayati. Babasini kücük yasta kaybeder. Okulda ise sorunlu bir ögrencidir, yine de kazanir üniversiteyi. Kisiligindeki bölünmeler o yillarda baslar. Ve bir Cumartesi günü bütün yasam öyküsü degisir; her sey tersine dönmüs, birbirine gecmis, ortada kendisinin figüran oldugu bir oyun kalmistir. Yakin tarihin yasanmis siyasi olaylarina yapilan göndermelerle dokunmus. Menekseler Atlar Oburlar, bir düs kirikliginin, bosa gecen, kaybedilmis bir hayatin romani.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.