Islam-siyaset iliskisinin önemli bir vechesini olusturan yapili cevre tartismali bir konu olagelmistir. Ilk kez 19. yüzyilin baslarinda sarkiyat incelemeleriyle karsimiza cikan homojen Islam kenti imgesi, Edward Saidin cigir acici Sarkiyatcilikinin ardindan sorgulanmaya basladi. Islam dünyasindaki kentlerin cesitliligini dikkate alan calismalarla birlikte geleneksel-modern karsitligina dayanan hakim görüs büyük ölcüde terk edildi. Islam ile yapili cevre arasindaki iliski, ilkinin görünürlügünün ve siyasi nüfuzunun önemli ölcüde arttigi günümüz dünyasinda ise baska bir arastirma sorusunu gündeme getiriyor Bugün Islamdan ziyade Islamciligin yapili cevrenin bicimlendirilmesinde nasil bir rol oynadigi keza yapili cevrenin de Islamciligi nasil sekillendirdigi üstüne düsünmemiz gerekiyor. Milletin Mimarisi bu noktadan hareketle Türkiyenin son yirmi yildaki dönüsümünü analiz ediyor. AKP iktidarinin bir yeniden ulus insasi projesi olarak ele alinmasi gerektigini öne süren Batuman, bu cercevede ne tip mekansal stratejilere basvurulduguna ve hangi kentsel bicimlerin üretildigine odaklaniyor; yapili cevrenin toplumsalin kurucu unsurlarindan biri oldugu öncülünden hareketle, siyasetin mekansal insasini ortaya koymaya girisiyor. Kentte yerlesik olan ve mekansal bicim ve ölceklerle tanimlanan talep, celiski ve mücadeleleri anlamak icin, mekansal ile toplumsal arasindaki etkilesimleri dikkatle analiz ediyor.Son derece güncel bir kitap Batuman, bir siyasal rejimin kentsel ve mimari bicimlerle nasil yeniden sekillendigini sürec devam ederken betimlemek gibi zorlu bir girisimi basariyla gerceklestiriyor.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.