Yugoslavya sosyalizmi, Ikinci Dünya Savasi sonrasinin dünyasinda, ayni toplumsal ve siyas sistematigin kutuplasmis uclarina dönüsmeye yönelen kapitalizm-reel sosyalizm geriliminde ücüncü yol arayisina girenler icin bir umut isigi, önemli bir tecrübe gibiydi. Yugoslavyanin federal yapisi, mill meseleyi, üniter mill devlet sisteminden de Sovyetik merkeziyetci cokuluslu imparatorluk sisteminden de farkli, milliyetcilik disi bir ücüncü yoldan cözmüs görünüyordu. 1990lara girerken, Yugoslavyanin sundugu ücüncü yol isaretlerinin gibisi bile kalmadi. Ülke, kapitalizmle reel sosyalizmin kaotik bir bilesimi altinda eziliyor; milliyetciligin en soven, en fanatik bicimleri altinda ölümüne düsmanligi, vahseti, kitlesel göcü yasiyor. Gibisi bile olsa ücüncü yol umutlarini üreten de Yugoslavya topragi, Yugoslavya halklariydi; bu umutlari yitirip bütün yollari sonlandiran, tüketen de o... Ama bu ülkenin siyas altüst oluslarla, insan-toplumsal cilelerle dolu yakin tarihinde, hep milliyetciligin provokasyonu var -Yugoslavyanin kaderinde, bu provokasyonu bekleyen, inadina bereketli kaynaklari kurutamamanin acisi var. Yugoslavyanin bugünü de iceren tarih hikayesi, sadece cograf bakimdan degil, toplumsal-siyas meseleler ve en temel insan duyarliliklar bakimindan Türkiyenin cok yakininda. Yugoslavyayi laboratuvar gözüyle degil yakinlik duygusuyla izlemek, dünyanin gidisatini anlamak ve o gidisatta bir yer, bir taraf tutabilmek acisindan önemli.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.