Bilimin özgür olmasi gerekir. Ama olmayabilir. Tarihsel, kültürel, giderek kisisel etmenler tarafindan belirlenebilir. Bu düsüncenin köleligidir, ve bir olgudur. Ama bir olgu olmasi onu gercek yapmaz. Ve modern Alman felsefesi de bir olgu olmasina karsin gercek degil, felsefenin kavramina uygun bir felsefe degildir. Rüdiger Bubner modern, ya da daha dogrusu cagdas Alman felsefesinin sayisiz düsünürünün emegi ile on yillar boyunca üretilen bir yanilgilar birikimini anlatmaya calismakta, ve görüngüye kendisi bir görüngü olarak katilmaktadir. Sonuc bir yorumdur. Felsefi düsüncenin bir tarihinin olmasi olgusunun bizi genellikle oldugundan daha cok sasirtmasi gerekir. Eger bu dogru ise, o zaman felsefenin sürekli olarak tarihsel kalmasi gerektigi görüsü daha da sasirtici olmalidir. Ama eger tarihsellik yalnizca görelilik ve dolayisiyla sacmalik degilse, eger tarihsel olan o denli de ereksel ise, eger özsel olarak ussal olan insanligin büyümesi, estetik, moral, ve entellektüel gelisiminin kendisi bir olgu ise, o zaman bilginin ve bilimin, estetik duyarligin, moral ve törel karakterin bir Tarihe gereksinmemesi sasirtici, aslinda sacma olurdu. Homo sapiens magaraya dogmak ve magaradan Sokratesin gün isigina cikmak zorundadir cünkü bilme yetisi ile donatili olmasina, Dogadan daha cogu olmasina, Tin olmasina karsin baslangicta yalnizca Dogadir, ve önünde kendini ne ise o yapmasi icin, büyümesi icin, kendini kavramina uygun gercek insan yapmasi, gercegi bilerek gercek olmasi icin gecmesi gereken bir Tarih vardir. Felsefe hic kuskusuz insanin kendisi ile birlikte büyümektedir, ve bu sasirtici degildir. Sasirtici olmasi gereken sey felsefe büyürken felsefecinin büyümemesi, felsefenin bir Tarihinin oldugunu ve kendisinin siradan bilincinde oldugu gibi felsefi bilincinde de o tarihin bir özeti oldugunu anlamamasidir. Usdisinin dorugu olan sey Dünya-Tini özgür istencini kavramisken ve gelenegi, despotizmi ve barbarligi yenmek icin calisip cabalarken felsefecinin bilgisizlige, bilmeme hirsina, kuskuculuga, nihilizme ve pozitivizme teslim olmasi, giderek Heidegger ve Sartre ve baska pekcoklari durumunda gördügümüz gibi dosdogru despotizmin kendisine katilmasidir. Aziz Yardimli MODERN ALMAN FELSEFESI ICINDEKILER ICINDEKILER Önsöz 7 Giris Felsefenin tarihselligi üzerine 9 1 Fenomenoloji ve hermeneutik Husserlin baslangici 17 Fenomenolojik yöntem 20 Heideggerin fenomenolojiyi dönüstürmesi 25 Hermeneutige gecis 29 Bunalim ve yasam-dünyasi 34 Cözülmemis problemler 37 Toplumsal bilimde ve mantikta sonuclar 41 Heideggerin gec felsefesi 46 Gadamerin hermeneutigi 50 Dilbilimsel anlak ya da kilgi 53 Gecmisin sürmekte olan etkisi 57 Gerceklik 63 2 Dil felsefesi ve bilim kurami Felsefi bir odak olarak dil 65 Dil-oyununun uyarlanmasi 66 Askinsal pragmatik nedir 70 Tartisma icin kilgisal önsavlar 73 Askinsal derin-düsünme 77 Törel perspektifler 81 Fenomenoloji ve dilbilimsel cözümleme 84 Geleneksel temalar 88 Bilim kurami üzerine birkac söz 93 Popperin konumu 95 Elestirel ussalcilik 98 Anlagin aciklamasi 103 Degerler problemi 108 Bilissel cikarlar 112 Paradigmanin tarihselligi 114 Paradigma-degisiminde diyalektik 119 Stegmüllerin ortodokslugu savunusu 122 Yapilastirmacilik 125 Kararcilik ya da askinsal temel 129 Kilgisal diluzlugu 133 3 Diyalektik ve kilgi felsefesi Bir yöntem olarak diyalektik 137 Hegel rönesansi 139 Eytisimsel mantik 142 Lukcsin etkisi 147 Neo-Marxistler 150 Elestirel kuram 153 Ideolojinin elestirisinin paradokslari 156 Adornonun estetige kayisi 158 Habermasin kavrayisi 161 Karsicikislar 164 Kuram ve kilgi 167 Toplumsal Sözlesmenin ögeleri 171 Bir cember 174 Kilgi felsefesi 177 Eski ve yeni görevler 180 Insanbilim ve toplumbilim 182 Eylem kurami 186 Son vargilar 190 Sözlük 193 Dizin 197
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.