Kentsel dönüsüm ya da yeniden yapilandirma, bir süredir en önemli toplumsal meselelerden biri haline geldi. Özellikle son yillarda Istanbuldaki dönüsüm, yeni soylulastirma projeleri, konut sektörünün sismesi, göc olgusu gibi gündemleriyle sehir planlamasi, yalnizca pratik sonuclariyla degil, toplumsal hafizaya ve sekillenmeye etkisi ile de konusulur oldu. Istanbul gibi kaotik ve sürekli insaat halindeki bir sehrin bugünkü durumunun sorumlusunun kim oldugu, mimarlik cevreleri, aydin, akademisyen ve entelektüeller icin her zaman güncel bir soru olmustur. Özellikle uzman cevrelerde cevap, Adnan Menderes ve 1950lerde baslattigi imar planidir. Murat Gül bu calismada, Gec Osmanli ve Erken Cumhuriyet dönemlerinden itibaren Istanbulun yasadigi ve yasayamadigi kentsel dönüsümün tarihi ve ideolojik arka planini sergiliyor. Osmanli Imparatorlugundan Türkiye Cumhuriyetine evrilen ve Ankaranin baskent ilan edildigi sürecte iktidarin Istanbula ideolojik yaklasimini, Fransiz sehir plancisi Henri Prostun izlerini, cok partili sürece girilmesiyle iktidara gelen Demokrat Parti dönemini ve tasrali Menderesin Yassiada durusmalarinda büyük bir koz olarak kullanilan imar planini ayrintilandirarak, kentlerin yalnizca fiziksel olusumuna odaklanan yaklasimin aksine toplumsal ve siyasi kosullarin kent morfolojisine etkisini Istanbul örneginde inceliyor.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.