Kisi gördügü, hissettigi ve ögrendigi seyin uyandirdigi duygularla hareket ettiginde kendini hep baska bir yere, baska bir sahneye ya da merkezinde olmadigi bir toplumsal dünyaya savrulmus halde bulur. Mülksüzlesmenin bu türünü eyleme ve direnise, ötekilerle birlikte görünür hale gelerek adaletsizlige son verilmesini talep etmeye yol acan bir duyarlilik bicimi olarak degerlendiriyoruz. Adaletsizligin aldigi bir bicim de halklarin, örnegin zorunlu göc, issizlik, evsizlik, isgal ve fetih vasitasiyla sistematik olarak mülksüzlestirilmeleridir. Iste biz de, egemen benligin malikiyetinden feragat anlaminda mülksüzleserek dahil olunan kolektivitelerin, kimi nüfuslari kolektif aidiyet ve adaletten sistematik olarak men eden mülksüzlestirme bicimlerine nasil muhalefet edebilecegini ele aliyoruz. Bu kitaptaki yazilar, Misir devriminin en yogun günlerinin yasandigi dönem ile Yunanistanda Solun neoliberal kemer sikma politikalarina karsi ciddi muhalefet gösterdigi dönem arasindaki aylarda, iki yazarin yürüttügü diyalog sonucunda ortaya cikti. Özellikle Irigarayin calismalarindan, Heideggerin teknoloji elestirisinden, Foucaultnun biyopolitika kavramindan ve Lacan sonrasi psikanalizden beslenen Athena Athanasiou ile, Foucaultdan ve söz edimleri kuramindan, toplumsal cinsiyet kuramindan, kuir aktivizmden ve heterodoks psikanalizden yola cikan Judith Butler, kah fikir birligine varip kah ayriliga düserek Siyasal duyarliligi mümkün kilan nedir sorusunun pesine düsüyorlar.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.