Sair veya yazarlarin, kendilerinden önce yasamis ve eser vermis edebiyatcilarla, cagdaslari olan sanatkarlar hakkindaki fikirleri, tespit veya degerlendirmeleri her zaman ilgi cekici olmustur. Edebiyat arastirmacisi, her ne kadar ilm bir endiseyle, her türlü sözlü-yazili kaynaga basvurarak üzerinde calistigi eser veya sahsiyet hakkinda birtakim sonuclara varirsa da bir sanatkari en iyi, sanatin demirden leblebisini cignemis olan eser vermenin güclügünü bilen, yaratmanin sancisini ceken sair veya yazarlar idrak ederler. Bu kisilerin dikkatleri her zaman dogru veya isabetli degilse de ilgi cekici olagelmistir. Bir sair ya da yazarin eserini olustururken icinde bulundugu isba halini yasamis ve sanatin sarp yollarindan gecmis olan diger bir edebiyatcinin fikirleri, herhangi bir arastirmacinin hükümlerinden ister-istemez farkli olur. Bu, bir sehri disindan görmekle icinde yasamis olmanin farki gibidir. Devrinin en renkli, etkili simalarindan birisi olan Süleyman Nazif de manzum ve mensur pek cok eser kaleme almis, bunun yaninda hem kendisinden önce yasamis sair ve nasirlerin, hem de cagdasi edebiyatcilarin eserleri hakkinda cesitli hacimlerde yazi ve kitaplar birakmis birisidir. Siirin ve nesrin bütün inceliklerine vakif, dahasi his ve fikirlerini cok carpici, yerine göre siddetli imajlarla ifadeye muktedir birisi olan Nazifin Namik Kemalle ilgili makale, kitap, konferans metni, mektup gibi formlarda kaleme aldigi yazilari okur ve arastiriciya genis ufuklar aciyor.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.