Ne Yalan Söyleyeyimde Nurullah Atacin hemen her konuya el attigi, klasik denemenin tüm özelliklerini tasiyan serbest yazilari bir araya geliyor. 1923-1942 yillari Aydabir, Resimli Her Sey, Her Sey, Foto Magazin, Resimli Hafta, Yeni Mecmua gibi belli basli salon dergilerinde Atac, siirden müzige, romandan sinemaya uzaniyor. Güncel yazinsal konulari, toplumsal sorunlari ve bazi insanlik durumlarini yorumlarken kimi zaman karsi cikislarda bulunuyor; ancak Atacin bilinen keskin, catik kasli tabiati degil de cana yakin, sokulgan, uysal yani öne cikiyor. Evrensel bir konu baglaminda, bir birey olarak Atacin ne bildigini gösterir bu yazilar. Tipki Montaignein düsüncelerini Eski Yunandan bazi sözler ve dizelerle ölcüp tartmasi, zenginlestirmesi gibi, Atac da düsüncelerini Divan siirinden dizelerle genisletir. Avrupa düsüncesiyle terbiye edinmis bir bilinc ve zevkle konusur. Denemelerinde keskin bir gözlem ve dikkat, kolaylikla fark edilir. Mehmet Can Dogan Ne Yalan Söyleyeyim, Ataci tüm ictenligiyle bir kez daha okuruyla bulusturuyor. Konusmamizin tatli olmasini istersek kendi zevklerimizi degil, karsimizdakilerin zevkini düsünelim; yani onlara kendilerini göstermek firsatini verelim. Onlar kendilerini begendirmeye calismak imkanini buldukca bizi begenirler. Biz kibirli olmasak baskalarinin kibri bizi yaralamaz. Konusmayi bilmek, kimsenin kibrini yaralamamayi bilmektir. Dünya denen bu gösteris pazari böyle kurulmus, böyle gider.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.