18,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
payback
9 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Elinizdeki kitap, Cumhuriyet döneminin üc büyük devrimi olan Cumhuriyetin ilani, cok partili siyasal hayata ve serbest piyasa ekonomisine gecisten sonra, dördüncü büyük devrimin, yani esit rekabet kosullarinda ekonomik ve politik cogulculugun neden ve nasil basarilamadigini, hukukun üstünlügüne dayali, kayirmaciligin olmadigi, liyakat esasli demokratik bir düzenin neden gerceklestirilemedigini, Ak Parti iktidarinin 20 yila yaklasan serüveni baglaminda ele aliyor. Özellikle kurulus ilkelerini ve parti programini, iktidar döneminin belirli bir kesitinden sonra askiya alarak, icinde yetistikleri…mehr

Produktbeschreibung
Elinizdeki kitap, Cumhuriyet döneminin üc büyük devrimi olan Cumhuriyetin ilani, cok partili siyasal hayata ve serbest piyasa ekonomisine gecisten sonra, dördüncü büyük devrimin, yani esit rekabet kosullarinda ekonomik ve politik cogulculugun neden ve nasil basarilamadigini, hukukun üstünlügüne dayali, kayirmaciligin olmadigi, liyakat esasli demokratik bir düzenin neden gerceklestirilemedigini, Ak Parti iktidarinin 20 yila yaklasan serüveni baglaminda ele aliyor. Özellikle kurulus ilkelerini ve parti programini, iktidar döneminin belirli bir kesitinden sonra askiya alarak, icinde yetistikleri Siyasal Islam ideolojisine geri dönen Ak Parti yönetiminin, beslendigi kaynaklari, tarihi referanslarini ve buralardaki tutarsizliklari, celiskileri, uydurma hikayeleri, tarihsel süreci objektif bir bicimde irdeleyerek ortaya koyuyor. Osmanlinin yikilis sürecindeki tartismalardan, Cumhuriyetin kurulus asamasindaki ihtilaflara, yukaridan asagiya modernlesme ve despotik aydinlanma projesinden, darbeler döneminin halki sistemin disinda tutan uygulamalarina, ice kapali ve cemaat kültüründen birey olmaya evrilememis toplum yapisindan, itaat kültürünü dini bir zorunluluk olarak algilayan birey kimligine kadar pek cok alana projektör tutuyor. Popülizmin siyaseti esir aldigi bir dönemde, toplumun önemli büyüklükteki kesimini hamasete ve din istismarina yenik düsüren söylem ve uygulamalarin, tarihsel gerceklerle ne derece örtüstügünü, Türkiye sosyolojisinin bu baglamdaki kirilganligini irdeliyor. 20 yila yaklasan Ak Parti Iktidari ile Türkiyenin, bol parali dönemde ideolojik önyargilara yenik düserek, birinci sinif ülkeler ligine cikma noktasinda, nasil da tarihi bir firsati kacirdigini, somut örneklerle acikliyor.