Orta bir boy, zayif fakat kuvvetli bir gövde, büyücek bir bas, düzgün bir yüz, güzelim gözlerle manalanan bir yüzü cerceveleyen kivircik mi kivircik, gür mü gür, biraz civi diye kacan beyaz saclar... Bu saclar, bir düsünce denizi gibi türlü kasintilar geciren yüzün cosan köprüleriydi sanki. Bu saclar, o insan düsünceyi temsil eden basa, büyük, essiz güzellikte bir tacti sanki. Neyzen, saclarindan meydana gelen, hic de yapmacik olmayan gercek tacini giymis, sanatkar avucu, bir sanatkar parmaklari ancak bu kadar düzgün, bu kadar olgun, bu kadar kalem gibi cekilmis olabilirdi. Ya sesi Bu ses, bazi kere gürül gürül akar, cosardi. Bazi kere sonu gelmeyecek sanilan bir kükreyisle dönerdi. Bazi kere uzun bir haykirisla kötülügü lanetlerdi. Bazi kere de süzgün yahut yumuk gözlerle, yukariya ve ileriye cikmis kollarla, arkaya dogru, fakat ileri ve yukari sahlanmis basla, birbirini tamamlayan uzun Ooooolarla bir hayranlik timsali kesilirdi. Neyzen Tevfik - Abdülbaki Gölpinarli, Vatan Gazetesi
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.