Zehra Tirilin sesi, Anadolunun nicedir öykümüzden dislanmis renkleri, dokusu ve kokulariyla birlikte geliyor, yepyeni bir duyarlik ve derinlikle bize ulasiyor. Genc öykücü, iyi tanidigi tasra yasamini, bir köseye sikisip kalmis, soluk almaya calisan kasaba ve kücük kent orta sinif insanini, anlardan, durumlardan olusan canli kesitlerle anlatirken, özgün bir öykü dünyasi kurmayi basariyor. Kücük kacislari ve inatci suskunluklariyla yasama direnen kadinlari, iyimser sabirlari ve tepkileriyle öykülerine konu ediyor, onlarin ev iclerinde, ceyiz odalarinda, gölgeli avlularda bir fotograf karesinde kalakalmis hüzünlerini yansitirken icimizi burkuyor. Yasananlari-yasanamayanlari aktarirken-alttan alta ve incelikle- korunmaya calisilan eskimis deger yargilarinin elestirisini de yapiyor. Zehra Tiril, güclü, derin gözlemler yapabilen bir öykücü. Carpici imgeler yakaliyor, etkileyici metaforlar kuruyor. dili yalin, temiz, zengin. Dünyaya katisiksiz bir ictenlik ve sevecenlikle bakmasi oldukca etkileyici. Odalarda Annem Yok adini verdigi bu ilk kitabinda yer alan öyküler, hepimizin yasayabilecegi anlari, yeserttigimiz umutlari, geriye kalan kederleri, bakmadan gectiklerimizi ve bogazimizda dügümlenen bir cok duyguyu yüze cikariyor. Zehra Tirilin önümüzdeki zaman icinde öykücülügümüzde yeni, önemli bir ad olarak öne cikacagina inaniyorum.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.