Biliyor musunuz, ben aslinda buranin denizini pek sevmiyorum, dedi. Cok sakin, ölü bir deniz. Suyu da cok ilik. Ben Bogaz cocuguyum. Bogazin denizini severim. Insani kamcilar, korkutur hatta. Yabancilari da hic sevmez. Akintilarini iyi bilmek gerekir, yoksa alip götürür. Bankaci Yüksel ile emekli biyoloji ögretmeni Adnan Refik, artik orta yaslarinda olmalarinin bilinciyle, yasamlarini, evliliklerini, mutluluk anlayislarini, özgürlügü, mutlak özgürlügün mümkün olup olmadigini düsündükleri karanlik günlerde karsilasirlar. Ölü bir denizin kiyisinda, mevsim disi olmasi nedeniyle ölü görünen bir tatil kasabasinda, tutkulu bir ask icinde bulurlar kendilerini. Evli ama yalniz iki insanin birbirlerini tanirlarken, kendilerini de daha iyi tanidiklari, sadece bir hafta süren, toplumsal baski ve sorumluluklarla kirilip dagilan iliskisini anlatan Ölü Bir Deniz, yetkin psikolojik cözümlemeler esliginde, okuruna sorgulayici bir okuma vaat ediyor. 1983te, yayimlanir yayimlanmaz, Ölü Bir Denizi okumustum. Büyük kent kökenli bir kadinla kasaba kökenli bir erkegin, cinsellikte -ve belki askta- son arayislarini dile getiren Ölü Bir Deniz, bireyselden toplumsala, incelikli cözümlemeleriyle degerli bir eserdi. Neredeyse yankisiz kaldi. Derken beyazperdeye aktarildi; Benerin hayli üzülmesine yol acan bir yapim... - Selim Ileri Tutkulu bir askin romani Ölü Bir Deniz, iki yalnizin cikar duygusundan uzak, hayat kadar güclü, düs kadar güzel asklarinin romani, umarsiz, bitimli belki. Belki yaralayici... Ama hangi güzellik bitimli degildir ki Gecikmis bile olsa benzer mucizeler degil midir hayati insanilestiren - Atilla Özkirimli
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.