16,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Baska günlerdi onlar. Cagin amansizca yüzümüze kapanmadigi günler. Tarihin, bize verdigi randevuya sadik kalacagina inandigimiz günler. Zaman Lekeleri romaniyla NDS 2019 Edebiyat Ödülünü alan Ömer F. Oyalin Önceki Cagin Aksamüstü romani yeni baskisiyla okurlarla bulusuyor. Yazar bu romaninda hayatin, zamanin, tarihin iyi-kötü sakalari ve sürprizleri üzerine odaklanirken bizleri gündelik hayat icindeki politika, varolussal sikintilar, hayaller arasinda gezdiriyor. Istanbulda yasayan devrimci kahramanimizin zihni Sanghaydan Managuaya, Münihten Pekine, Moskovadan Berline, Atinadan Saygona uzanan…mehr

Produktbeschreibung
Baska günlerdi onlar. Cagin amansizca yüzümüze kapanmadigi günler. Tarihin, bize verdigi randevuya sadik kalacagina inandigimiz günler. Zaman Lekeleri romaniyla NDS 2019 Edebiyat Ödülünü alan Ömer F. Oyalin Önceki Cagin Aksamüstü romani yeni baskisiyla okurlarla bulusuyor. Yazar bu romaninda hayatin, zamanin, tarihin iyi-kötü sakalari ve sürprizleri üzerine odaklanirken bizleri gündelik hayat icindeki politika, varolussal sikintilar, hayaller arasinda gezdiriyor. Istanbulda yasayan devrimci kahramanimizin zihni Sanghaydan Managuaya, Münihten Pekine, Moskovadan Berline, Atinadan Saygona uzanan önceki yüzyil hayalleriyle dolup tasarken, biz onu yeni yüzyilin dertleri icinde buluyoruz. Ne de olsa, Efsane size ölebilme gücünü verir belki ama yasamanizi saglamaz. Herkesin kendi silasini yarattigi bir cagda gecen, etkileyici bir roman... TADIMLIK Laf sokusturmustu. Aldirmadim. Sokaga daldiginda arkasindan bir süre bakakaldigimi iyi hatirliyorum. Sokagin icindeki ücüncü kapidan iceri girene dek onu izledim. Gercekten de bir meyhaneye giriyordu. Kavgayla harmanlanmis yillarin rakiyla dinlenmeye cabalamasini anliyordum. Yorgunluk küskünlüge götürür insani. Halbuki yeni girdigimiz cag bikkinlik cagiydi. Bikkinlik her yerden, binalarin su oluklarindan, kararmis gökyüzünden, toplantilardaki kesik cümlelerin arasindan, sloganlarin bezgin tekrarlanisindan, duvarda unutulmaya terk edilen afislerin üzerindeki kostikten, her yerden akip duruyordu. Yenilmislik, gerceklikle karsilastirilmayacak kadar hayat doluydu. Ceydayi bu aksam görmem mümkün degil. Bos bir umuda kapilarak hayal kirikligi yasamamak icin durmadan bunu tekrarliyordum. Bir pavyon kadinini merak edip durmakta bilinmedik bir dünyaya ait tamamen karanlik bir büyü vardi. Zamani ve hareketi unutarak siddetlenen yagmurun altinda yürüdüm durdum. Sanki icimdeki bir tomurcuk israrla Ceydayi isaret ediyor, o dayak yedigim gün bilgisayar basinda hissettigim taze sicakligi hatirlatip duruyordu. Öbür yandan gizliden gizliye utaniyordum. Nazlidan degil, yillardir özene bezene kurdugum kendime dair hikayemden utaniyordum.