Birbirleri icin ötekiydiler ama agitlari bir, asklari bir, yolculuklari birdi... 1980li yillarin karanliginda hem askeri darbeyle hem de terörle sarsilan Türkiyenin dogusu ile batisi tüyler ürperten bir yanlis anlasilmayla birlesiyor. Savci Cengiz Bey ile ailesinin Kilyostaki sade yasami Berzan Aga ile Diclenin daglarda, magaralarda hatta kamplarda gecen mücadeleyle dolu yolculuguyla kesisiyor ve bu yolculuk Zehra iken Berfin olan kücücük bir kizin degisen yasamiyla carpici bir hikayeye dönüsüyor. Kacirdiklari savcinin kizini kendi kizlari belleyen Berzan Aga ile Dicle köyden köye, evden eve, bir kimlikten digerine sürüklenirken hem terör örgütünden saklaniyor hem de Berfin ismini verdikleri kizi ailesinden kaciriyorlar. Nefeslerini tutarak ve baslarini kaldirmadan en yakinlarindaki magaralara, siginaklara surunmeye basladilar. Her silah sesi duyduklarinda yaptiklari ölum dansiydi bu surunme. Önemli olan dansa istirak etmek, ölerek halkayi ve ritmi bozmamakti. Yoksa ölmek, kalmak umurlarinda bile degildi. Baslarini bu yola adamislardi onlar ve her zorluga oldugu gibi ölum fikrine de alismislardi coktan. Bu kacis her bir kahramana aile olmanin ve bir arada kalmanin önemini gösterirken, yaralarini sarmalarini sagliyor ve sifalanmaya giden yolda onlari birbirlerine bagliyor.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.