Ingiliz Edebiyatinin ilk kadin yazarlarindan biri olan Aphra Behn 1640-1689 in kaleme aldigi bu eser, türünün ilk örnegi olarak kabul edilir. Ilk profesyonel kadin yazar olarak da bilinen Behn, kadinlarin bir seyler karalamasinin dahi gülünc bulundugu o dönemde, usulca bir akim baslatir ve kimseye bagli kalmadan da gecinebileceklerini tüm kadinlara gösterir. Kendisinden sonra gelen yazarlara rol model olacak sekilde, kimligini gizlemeden kaleme aldigi bu yapit ile bulundugu kültürün engellerini asarak bizleri cennet bahcelerinden tehlikeli magaralara, taskin denizlerden sig sulara, prenslikten kölelige, intikamdan pismanliga dogru acilan bir dehlize sürükler. Bir gün basina ne felaketler gelecegini bilmeden prens olan Oroonoko, savasta hayatini kaybeden komutanin kizini ziyarete gider. Büyükbabasi kral olan Oroonokoyu, bu ziyaretinden sonra akil almaz seyler beklemektedir. Var gücüyle esitsizlik ve kaderle savasan Oroonoko, kendi kaderi disinda herkesin kaderine dokunacaktir. Fakat onu öyle ihanetler, öyle iftiralar beklemektedir ki kendini hic umulmadik bir yerde yapayalniz bulur. Kendisiyle birlikte komutanin kizinin hayatini da degistiren prens, bu vicdan yüküne daha fazla tahammül edemeyecektir. Dönemin siyasetine, sömürge sistemine ve adaletsizligine atifta bulunan Behn in bu eserinden sonra Virginia Woolf, Kendine Ait Bir Odasinda sunlari söylemistir Bütün kadinlarin birleserek Aphra Behnin mezarina cicek birakmasi gerekir, zira kadinlara inandiklari seyi söyleme hakkini kazandiran odur.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.