Büyülenmisti... Gözlerini kapayacakti ki bir anda irkiliverdi. Olanca gücüyle disari cikip kosmaya basladi. Kütüphane kapisina geldiginde hic duraksamadan elindeki tasla cami kirip icerden kapiyi acti. Yine kosarak; kütüphane camini indirdi. Sandigi acti. O gece firsat bulup bakamadigi fotografi aldi eline. Gözüne iyice yaklastirdi. Kisik gözleri daha fazlasini göremiyordu. Dogruca icerideki odaya kostu. Masanin cekmecelerini bir bir karistirdi. Aradigi büyütec kenardaki sehpanin üzerinde duran bulmaca sayfasina yaslanmis duruyordu. Fotografa bir de onunla dikkatlice bakti. Nikolanin boynundaki belli belirsiz iz, mercege yansidiginda sendeledi. Büyütec ve fotograf elinden düserken; o da bulmaca sayfasinin üzerine dogru cöktü. Ferman Akgül, hayranlarini bu kez sesiyle degil, kalemiyle davet ediyor ruhunun evine. Birbirinden bagimsiz; ama aslinda hayatin halatlarina bagli öyküler bunlar. Ferman Akgül, bazi hikayelerinde Edgar Allen Poenun karanlik yollarina sapiyor, kimi öykülerinde ise Resad Ekrem Kocu gibi tarihin icinden konusuyor. Sarki sözü yazarliginda iddiali olan sanatcinin hikayeleri de modern Türk edebiyatina yazilmis birer mektup aslinda.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.