13,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Kadinlarin aile yapisinin neredeyse evrensel bir parcasi olan annelikleri, bütün toplumlarda bildigimiz sekliyle toplumsal cinsiyetin örgütlenmesine ve deger bicilmesine belirli özellikler kazandirmistir, ebeveynlik düzenlemeleri kadar toplumsal cinsiyet sistemimiz de bize kapitalizm öncesi gecmisimizden miras kalmistir. Ayni zamanda toplumsal cinsiyetin örgütlenmesinin ve degerlendirilmesinin belli özellikleri kendi toplumumuzda da önem kazanmistir. Yasadigimiz sekliyle toplumsal cinsiyetin düzenlenmesi ve erkek egemenligi tarihin ürünleridir ve bunlarin tarihsel olarak anlasilmasi gerekir.…mehr

Produktbeschreibung
Kadinlarin aile yapisinin neredeyse evrensel bir parcasi olan annelikleri, bütün toplumlarda bildigimiz sekliyle toplumsal cinsiyetin örgütlenmesine ve deger bicilmesine belirli özellikler kazandirmistir, ebeveynlik düzenlemeleri kadar toplumsal cinsiyet sistemimiz de bize kapitalizm öncesi gecmisimizden miras kalmistir. Ayni zamanda toplumsal cinsiyetin örgütlenmesinin ve degerlendirilmesinin belli özellikleri kendi toplumumuzda da önem kazanmistir. Yasadigimiz sekliyle toplumsal cinsiyetin düzenlenmesi ve erkek egemenligi tarihin ürünleridir ve bunlarin tarihsel olarak anlasilmasi gerekir. Kadinlarin annelikleri kadinlarin hayatlarinin ve aile örgütlenmesinin temelini olusturmaya devam etmektedir ve kadinlara dair ideoloji bu temelden dogmustur. Ancak endüstriyel kapitalizmin gelisimi bunu degistirmis, kadinlarin anneligine ve erkek egemenligine özel anlamlar yüklemis, bunlarin önemlerini kendilerine özgü yollarla artirmistir. Ayni baskilar, duygulanimlarin ve baglanmanin inkari, kadinlarin ve disil seylerin dünyasinin reddi, erkeklerin dünyasinin sahiplenilmesi, idealize edilmis evde olmayan babayla özdeslesme -hepsi de kadinlarin anneliginin ürünü- toplumsal cinsiyet sistemi icinde erilligi ve erkek egemenligini yaratir ve ayni zamanda erkekleri kapitalist is dünyasinin katilimcilari olarak var eder. Dolayisiyla, aile yapisinin ve erkek egemenliginin temelini olusturan kadinlarin anneligiyle kapitalizmin yeniden üretimi arasinda icsel bir baglanti gelismistir. Ancak cinsel esitsizlik, toplumsal cinsiyetin örgütlenmesine ve kapitalizmin yeniden üretilmesine katkida bulunurken, bir yandan da kapitalizmdeki son gelismelerin bir baska sonucuyla, annelerin artan isgücüne katilimiyla derin bir celiski icindedir. Bu celiskinin nasil cözülecegini öngöremiyoruz. Tarihin, ideolojinin ve kadinlara is gücü icinde uzun süreler boyunca ihtiyac duyduklari icin alternatif cocuk bakimi düzenlemeleri yapan ülkelerin incelenmesi, ebeveynligin yeniden düzenlenmesini merkezi bir siyasi hedef haline getirmedigimiz sürece kadinlarin hala cocuk bakimindan sorumlu olacaklarini isaret etmektedir. Nancy Chodorow