Bilim ve teknoloji alaninda yasanan gelismeler, mimarlikta yeni kavramlarin tartisilmasini, yeni malzeme/üretim biçimlerinin olusmasini saglamaktadir. Ilk dönemlerden beri Vitruvius'un söylemleriyle anlam kazanan tektonik kavraminin geleneksel uygulamalari zamanla evrilmis, 20. yy'daki gelismelerle ortaya çikan dijital teknolojilerin yayginlasmasi Dijital Tektonik kavramini dogurmustur. CAD/BIM/CAM teknolojileri ve yenilikçi malzemeler, mimarlari, "tasarim sürecini tasarlayan" bir meslek insanina dönüstürürken geleneksel tasarim/üretim biçimlerini eniyilemeleri, yeni yapim yöntemleriyle tektoniklerini kullanmalari konusunda cesaretlendirmektedir. Özellikle 3D yazici teknolojilerinin ve robotlarin üretim süreciyle bütünlestirilmesi, tasarimcilari malzemenin kulanim biçimleri, montaj ve baglanti detaylarini yeniden düsünmek noktasinda zorlamaktadir. Bu baglamda, sayisal tasarim/üretim yöntemleri ve otomatik yapim teknikleri, "hibrit tektoniklerin" gelistirilmesini zorunlu kilmaktadir. Beton, çelik, ahsap ve tugla gibi geleneksel malzemelerin dijital araçlarla kullanimi sonucu tektonikler hibritlesirken; yenilikçi malzemeler de yorumlanarak yeni bir çagin habercisi olmaya baslamistir.