Nicht lieferbar
Üstad Sezai Karakoc ve Dirilis hakkindaki bu calismanin adi Sabah Yildizi. Bu isim Sezai Karakocun siirlerinin 7. kitabi Alinyazisi Saatinden mülhem. Siir 1979-1988 yillari arasinda, Islam dünyasi ve Müslümanlara uygulanan kiyimlarin ve zulümlerin günbegün gelen haberleri ve sahitlikleriyle kaleme alinmistir. Kudüs, Sam, Bagdat, Beyrut, Afganistan, Afrika, Kafkaslar, Azerbaycan, Türkistanin... hali hazirdaki icler acisi durumlari anlatilmaktadir. Siirin bazi bölümlerinde Sair, Sabah Yildiziyla ayni bilgiye ve bilince sahip iki dost olarak konusmaktadir. Sabah Yildizini Sairin misralarindan taniyoruz O, alinyazimizin tek ak noktasi gibi parlayan, gecenin karanligin eremedigi saf, lekesiz, masm ve tertemiz olandir. O kendi gönül sirrina gündüzden önce ulasan, günün soluguyla sararmayan, parcalanmaz aydinlik ve bölünmez isiktir. O, dirilis yildizidir ve Tanriya inanmanin büyük tanigidir... Her sabah Sair, Sabah Yildizina icini dökmekte, üzüntülerini paylasmaktadir. Bunun belki de baslica sebebini bize siir söylemekte Bütün dünya mahkm, bizim kolumuz ve kanadimiz, her yanimiz zincirle bagli olmasina ragmen, yalniz sabah yildizi özgürdür. Dünyadakiler mahkmdur kimi mazlumlarin hayatini kararttiklari ve kimi de karanliklarla mücadele etmedikleri icin. O ise özgürdür, isiklarini sacabildigi, her sabah sadakatle insanlara safagi haber verdigi icin. Nasil Sair, dünya yüzündeki isgallere, katliamlara, zulümlere üzülüyorsa Sabah Yildizi da üzülmektedir. Ama Sairin gönlü, Sabah Yildizinin üzülmesine razi degildir. O üzülmemelidir; cünkü masumdur, görevini her sabah mütemadiyen yerine getirmektedir. Sair, masumluguna halel gelmemesi icin Sabah Yildizini aziz bir dost olarak teselli etmektedir. Aslinda siir boyunca her sey bizlere söylenmektedir. Siirin sanatla ortaya koydugu sey, Attarin Simurgu gibi bize kendimizi göstermekte, insanlari isaret etmektedir. Degil mi ki sair onu bizim icin kaleme almistir, bütün anlatilanlarin asil muhatabi biziz, biz insanlar. Bütün yazilanlar bizlerin farkina varmasi, görev ve sorumluluklarimizin bilincine ermemiz icindir. Cünkü bütün bu olanlar, asil farkinda olmayanlar yüzünden meydana gelmistir. Eger farkinda olunsaydi önlem alinacak, örnegin Müslümanlar birlik olacaklar, yapilmasi gereken yapilacakti. Bu aciklamadan sonra diyebiliriz ki Üstad Sezai Karakocun, siirden düsünceye bütün eserleriyle dile getirdikleri, bizler adina, hep sabah yildiziyla konusmadir. Taze sabahin habercisi, parlak isigiyla gecenin karanligini delen sabah yildizi, nasil karanliklarin safakla birlikte aydinliga dönüseceginin delili ise Üstad Sezai Karakocun eserlerinin de görevinin bu oldugunu düsünüyorum Bilinclerdeki, zihinlerdeki, ruhlardaki karanliklari aydinliga kavusturmak. Aslinda insanligin hayrina olacak her söz, her eylem karanliklari delen bir isiktir. Sezai Karakoc bunu bütün bir külliyatiyla ortaya koymus, sabah yildizi gibi aydinligin, safagin habercisi olma sorumlulugunu yerine getirmeye calismistir.