16,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Bu kitap siir seckisi olarak kabul edilebilir. Türkiye devrim tarihi yazilirken sairleri hak ettikleri mertebeye cikarmanin cabasi olarak degerlendirilebilir. Ayni zamanda kitap ölen, öldürülen arkadaslarimizi onlar icin yazilan siirler marifetiyle yad etmemizi saglayabilir. Siir gibi yasayanlar, onlari siirle ugurlayanlar tesekkürü hak ediyor; kitap tesekkür yerine gecebilir. Nikaragua devrimi sairler devrimi olarak da bilinir. Türkiye devrimi de böyledir bir bakima. Orada sairler basarmis, burada devrim yenilgiye ugramis lakin cok güclü siirler yazilmistir. Farkindayiz, güclü siirlere sebep…mehr

Produktbeschreibung
Bu kitap siir seckisi olarak kabul edilebilir. Türkiye devrim tarihi yazilirken sairleri hak ettikleri mertebeye cikarmanin cabasi olarak degerlendirilebilir. Ayni zamanda kitap ölen, öldürülen arkadaslarimizi onlar icin yazilan siirler marifetiyle yad etmemizi saglayabilir. Siir gibi yasayanlar, onlari siirle ugurlayanlar tesekkürü hak ediyor; kitap tesekkür yerine gecebilir. Nikaragua devrimi sairler devrimi olarak da bilinir. Türkiye devrimi de böyledir bir bakima. Orada sairler basarmis, burada devrim yenilgiye ugramis lakin cok güclü siirler yazilmistir. Farkindayiz, güclü siirlere sebep büyük yenilgilerdir. Bilinir ki sairler, sadece yazmamis, sadece siirleriyle var olmamistir. Nazim, Enver Gökce, Hasan Hüseyin, Can Yücel ve daha niceleri siirlerini hapiste, iskencede, sürgünde kaleme almistir. Bu demektir ki sairler Türkiye devriminin bir parcasidir. Tipki Bulgar sair Nikola Vaptsarov gibi. Partizandir Vaptsarov. Antifasist mücadelenin en sert günlerinde toplar gürlerken müzik susmalidir, artik siir yazmayacagim der ve yeni bir siire baslar dogrularak Simdi siirin zamani degil. Adnan Yücel cünkü tarihin en güzel yerinde son sözü hep direnenler söyler derken; Nazim ve bizden sonra gelenler demir parmakliklardan degil asma bahcelerinden seyredecek bahar sabahlarini, yaz aksamlarini diye yazarken Vaptsarov gibi yasadiklarini ve hissettiklerini göstermislerdir. Tarih yazimi sairlere birakilsa kavranmasi kolaylasirdi hic süphesiz. Acilardan ve coskulardan yola cikilarak insan, insani sekillendiren dönem cözümlenebilirdi. Bu nedenle seckiyi bir bakima tarih yazimi gibi degerlendiriyorum. Yasam öyküleriyle siirlerin bulusmasi en azindan tarihe bir pencere aciyor. Biliyorum bu calisma özelinde pencereden görünen, adanmis ömürler ve onlarin kaybinin yol actigi hüzün ve acinin siire dökülmüs halidir.