Annem ellerini havaya acmis, Dayanacak gücüm kalmadi, artik gel diyordu. Gercekten de dayanilacak gibi degildi yoksulluk. Üc cocugu ile tek gözden olusan evinde kocasini bekliyordu. Bu bekleyis neredeyse her yil tekrarlanirdi. Ama bu sefer annemin dayanacak gücü gercekten kalmamisti. Dördüncü cocuguna hamileydi. Evde bir lokma yiyecek yoktu. Ama cocuklar yoktan anlamiyorlardi. Annem ellerini havaya acmis ufka bakarak, Artik gel, dayanacak gücüm kalmadi diyordu. Köyün erkekleri genellikle kis aylarinda Cukurovaya kök sökmeye inerlerdi. Bu nedenle bunlara kökcü denirdi. Toroslarin yüksek yaylalarindaki bu köylere kis cabuk gelir, gec giderdi. Kis oldu mu eli kazma kürek tutan erkekler yorganini sirtlar, yollara düzülürdü. Gitmeden geride kalanlarin yiyecekleri unu, bulguru, tarhanayi, pekmezi gücü yettigince bulur bulusturur, onlari Allaha emanet edip yola koyulurlardi. Bu yil da öyle oldu. Erkekler son hazirliklarini yapip yola cikacaklari vakti beklemeye basladilar. Babam yola cikacagi gün bir rüya gördü. Rüyasinda bir kadin cicek dagitiyordu. Bir cicek de ona verdi. Babam cicek dagitan kadina, Adin ne bacim dedi. O da, Adim Fadima. dedi. Babam, sabah olunca rüyasini anneme anlatarak, Ben gelmeden bir kizim olursa adini Fadima koyun. diye tembihledi. O yillarda insanlar inanc ve itikat sahibiydi ve rüyalarina cok önem verirlerdi. Rüyalari onlar icin türlü isaretlerle doluydu ve cok önemliydi. Bu isaretlere uymazlarsa islerinin yolunda gitmeyecegine inanirlardi.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.