Büyük sehirlerimizden birinin parkinda her sene kurulan bir panayirda cesit cesit eglence yerlerinin arasinda geziyordum. Koskocaman dönme dolaplar, atli karincalar, esrarli magaralar, motosikletle dolasilan ölüm silindirleri, bira, sarap büfeleri, nisan atma yerleri, türlü türlü piyangolar, vücutsuz baslar, elli santimlik cüceler, görülmemis varyeteler, alti ayakli danalar, burnuna kadar bütün vücudu killi yaradilis cilveleri, güldüren aynalar insani önlerinde durmaya, iceri girmeye zorluyordu. Her salasin önünde, kah iskemle üstünde, kah kerevete cikarak bagiran sirmali fistanli, kafkas elbiseli, sarikli, silindir sapkali, kalpakli, fesli kadinlar, erkekler, cocuklar cirlak sesleriyle sanki yolu kapiyordu.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.