1978 yilinin 26 Subat sabahinda, insanlar, gazetede yer alan esrarengiz bir olayla güne baslamislardi. 17li yaslarda bir cocuk, iki gün önce intihar eden agabeyinin cansiz bedeniyle birlikte kendini bir odaya kilitlemis, iceriye, kimsenin girmesine müsaade etmiyordu. Polisler, amacina ulasmayan yogun ikna cabalarindan sonra kapiyi kirip odaya girdiklerinde; onu, karanlik ve ölüm kokan odanin bir kösesinde yari baygin vaziyette bulmuslardi. Cocuk, aglamaktan kan kirmizi kesilen gözleri, titrek elleri ve susuzluktan kurumus dudaklariyla, bilmeceye benzeyen ayni cümleleri sayikliyor sonra da duyanlarin tüylerini ürpertecek derecede avazi ciktigi kadar bagiriyordu ... Bu et, bu kan... Sana gelecek ölüm, kanindan... Kanina gelecek ölüm, kanimdan ... Olayin gizemi, hicbir zaman cözülememisti. Ta ki üzerinden otuz yil gectikten sonra, telsiz anonslarinda bir kayip vakasi yankilanincaya kadar... Serinin bu ilk kitabinda, Istanbul-Yalova-Karasu ücgeninde soluk soluga bir kovalamaca baslarken, yeminle mühürlenmis kirli sirlar, travmalar ve günahlar da ardi ardina gün yüzüne cikmaya baslayacakti... OLMASI IMKANSIZ BIR SEYLE BERABER ...
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.