15,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Iran edebiyatinin en yetkin kadin yazarlarindan biri olarak kabul edilen Simin Danisverin kaleme aldigi Siyavusun Ölümü, Iranli edebiyat elestirmenleri tarafindan ittifakla Fars edebiyatinin en iyi romanlari arasinda gösterilmektedir. Danisver bu eserinde, Ikinci Dünya Savasi yillarinda Iranin tarih sehirlerinden Sirazin Ingilizler tarafindan isgal edilmesinden sonra sehirde meydana gelen siyasi, kültürel ve sosyal hadiseleri bir kadinin gözünden ustalikla anlatmaktadir. Roman, Türk okurlarin konu olarak yabancisi olmadiklari bir icerige sahiptir. Siyavusun Ölümü, Türk edebiyatinda isgal…mehr

Produktbeschreibung
Iran edebiyatinin en yetkin kadin yazarlarindan biri olarak kabul edilen Simin Danisverin kaleme aldigi Siyavusun Ölümü, Iranli edebiyat elestirmenleri tarafindan ittifakla Fars edebiyatinin en iyi romanlari arasinda gösterilmektedir. Danisver bu eserinde, Ikinci Dünya Savasi yillarinda Iranin tarih sehirlerinden Sirazin Ingilizler tarafindan isgal edilmesinden sonra sehirde meydana gelen siyasi, kültürel ve sosyal hadiseleri bir kadinin gözünden ustalikla anlatmaktadir. Roman, Türk okurlarin konu olarak yabancisi olmadiklari bir icerige sahiptir. Siyavusun Ölümü, Türk edebiyatinda isgal dönemi Istanbulunu ele alan romanlarla muhtelif benzerlikler göstermektedir. Yabanci askerlerin, yerli isbirlikcilerin, vurguncularin, Bolseviklerin, zalim ve gafil devlet adamlarinin ülkenin kaderine iliskin yaptiklari siyasi hesaplar ve bütün bunlara karsi cikan bir grup aydinin verdigi mücadele, eserin mihverini olusturmaktadir. 1940li yillarda Iranda meydana gelen siyasi ve sosyal olaylari anlamak icin iyi bir kesit sunan bu trajik roman, komsumuz ile benzerliklerimizi ortaya koyan bir anlati ayni zamanda. Siyavusun Ölümü söz konusu yillarda Irani anlamak icin oldukca iyi bir panorama sunmanin yaninda Sirazdaki zengin mahalli kültürü basarili bir sekilde yansitmaktadir. Kendisi de Sirazli olan Simin Danisverin edeb yetenegini bütün kuvvetiyle hissettirdigi bu roman, edebiyatin gücünün bir örnegi olarak emperyalizmin bütün cirkinliklerini, bir ülke icin ne anlama geldigini, bütün ayrintilariyla dile getirmektedir.