Bozkirin ortasinda, büyük bir kisla daha yeni bogusup düze cikmis kücük bir sehir. Türkiye devletciliginin carpik sinif senaryosunda bir araya gelmis iki yeniyetme. Biri alabildigine öfkeli, digerinin basinda kavak yelleri... Siirlerin, kücük sevinclerin ve degerli anlarin pesine düsmenin muteber sayilmadigi bir iklimde, bilinmeyen bir gelecegin ardindan kosan, boyuna tökezleyen iki gencin hikayesi. Serhat Güney, ilk romaninda dar bir bürokratik cevrenin icinde yolunu kaybetmis bir ergenligin saldirgan sayiklamasiyla cikiyor karsimiza. Hafta sonu geldiginde okulun karanligindan kopup, bir gölge gibi evin issizligina dogru akip giderdim. Sehri bir uctan bir uca yürürdüm her cuma aksami ve cok tedirgin olurdum cünkü okuldan cikip özgürlesmekle bitmezdi is, evde baska türlü bir kapatilmislik baslardi ki hakkaten de cekilmez, mutlak bir göz hapsinde yasardim o iki perisan günü. Servise binmiyorum diye cok icerlerdi babam ama ben inatla yürürdüm. O yol bitmesin diye bir karincaninkinden bile daha kücük devrilirdi adimlarim.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.