Kelâm ilminin sistematik problemlerinden biri kuskusuz imân ve iliskili konulardir. Islâm'in erken dönemlerinde ortaya çikan tartisma konularinin basinda gelen imân ile ilgili farkli fikir ve görüslere bagli olarak,çesitli kelâm ekolleri dogmustur. Haricîlik, Mu'tezile ve Mürcie gibi ekollerin imân konusunda farkli asiri uçlarda yer almalarina karsin Ehl-i Sünnet ekolü, Kur'ân'dan hareketle orta bir yol izlemeye çalismistir. Siyasal olarak Haricîlerin ortaya çikmasiyla baslayan imân problemi, imân'in tanimi, imân-amel iliskisi, imânin artmasi ve eksilmesi, imânda istisnâ, taklidî imân, yeis imâni gibi tartismalar basliklara ayrilarak tartisilmistir. Yeis imâni ile insanin psikolojisi arasinda bir iliski vardir. Zira dar ve zor bir anda her insan yapisi geregi bir ulvi varliga siginma ihtiyaci duyar. Kiyamet kopmasi veya ölüm aninda her insanin imâna yeltenmesi söz konusu oldugundan, bu imânin sihhati özel olarak Firavun'un imâninin sihhati seklinde tartisma konusu olmustur. Firavun'un imâni sadece Islâm'da tartisma konusu olmamis, diger dinlerde de konusulmustur. Konuyla ilgili her kelâm bilgini olayi kendi perspektifinden tahlil etmis buna göre bir sonuç çikarmaya çalisilmistir.