14,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Tarihsel tecrübeler ve inanc farkliliklari sebebiyle toplumlar arasindaki iliskilerin gerilimi, özellikle de Islam ülkelerine Batililarin müdahaleleri, Müslümanlarin Bati ve Uzak Dogu toplumlarina olan önyargilarini artirmistir. Orta Doguda özellikle Arap-Israil savasi ve sonrasinda gelisen olaylar, önyargi ve ayrimcilik citasini oldukca yükseklere tasimistir. Dünyanin geri kalani icin de irk, cinsiyet, ekonomik durum vb. faktörlerin etkiledigi önyargi belirgin bir hal almistir. Aslinda bu antagonizmin bir bölümü gercekci grup catismasinin bir sonucu olarak degerlendirilebilirken cogunun…mehr

Produktbeschreibung
Tarihsel tecrübeler ve inanc farkliliklari sebebiyle toplumlar arasindaki iliskilerin gerilimi, özellikle de Islam ülkelerine Batililarin müdahaleleri, Müslümanlarin Bati ve Uzak Dogu toplumlarina olan önyargilarini artirmistir. Orta Doguda özellikle Arap-Israil savasi ve sonrasinda gelisen olaylar, önyargi ve ayrimcilik citasini oldukca yükseklere tasimistir. Dünyanin geri kalani icin de irk, cinsiyet, ekonomik durum vb. faktörlerin etkiledigi önyargi belirgin bir hal almistir. Aslinda bu antagonizmin bir bölümü gercekci grup catismasinin bir sonucu olarak degerlendirilebilirken cogunun geleneksel bakis acilarinin bir sonucu oldugu asikardir. Modern zamanlarin ürünleri olarak degerlendirilebilecek kitle iletisim araclari, sosyal medya, ulasim imkanlarindaki kolayliklar, toplumlari ve farkli inanc gruplarin birbirlerine oldukca yaklastirmistir. Ancak bireyler ve toplumlarin bu hizli dönüsüme cabucak adapte oldugunu söylemek oldukca zordur. Bu yakinlasmanin gerektirdigi bireysel, sosyal, din ve ahlaki uyum konusu baslica problemlerden birisi halini almistir. Bunun en somut örneklerinden birisini Batili toplumlarin komünizm tehlikesini atlatmasindan cok kisa bir süre sonra yeni bir günah kecisi arayisina girmeleri ve bunun da islamafobi maskesi altinda bireysel iliskileri etkilemesi olusturmaktadir. Özellikle 20. Yüzyilin sonlarinda Batili paradigmada büyük bir degisim yasanmistir. Ayirici özelliklerini bir tarafa birakarak din, tarih, medeniyet benzerliklerinden hareket eden Batililar, ortak özellik paradigmasini benimsemis ve tek devlet olma yolunda organize olmuslardir. Ortak özellik paradigmasi ise kendilerinden olmayanlara karsi ayrimcilik ve ötekilestirmeyi beraberinde getirmistir. Bu sürecte din ve inanc farkliliklari, ötekilestirmenin bir araci olarak etkin bir sekilde günümüze kadar kullanilmistir.