Burjuva devriminden sonra siyasetle ve proleter devrimden önce iktisatla iliskisi icinde sosyolojiyi hem toplumsal bir olgu hem de potansiyel bir bilimsel düsünceler bütünü olarak kavramaya calisacagiz. Sosyoloji Fransiz Devriminin yarattigi altüst oluslarin ardindan yeni bir siyaset yaklasimi olarak dogmustur. Militan isci sinifi hareketinin gölgesi ve devrimci sosyalizmin -su ya da bu sekilde- dogrudan tehdidi altinda sosyoloji, kesinlikle kapitalist iktisad düzenin toplumsal, ahlak ve kültürel problemleriyle ilgilenen bir girisim olarak kurumlasmistir... Sosyoloji cagi burjuva devrim ve proleter devrim arasindaki dönemdir. Sosyoloji feodal ve ataerkil gecmisinden sancili bir kopus ile mevcut burjuva halinden daha sancili bir kopus tehdidi arasinda bocalayan bir toplumun gerilimleri, celiskileri ve mücadelelerinin belirleyici önemdeki izlerini tasiyan toplumsal bir düsünsel faaliyettir. Bu calismada varilan sonuc ne bir yakinlastirmadir ne de bir sentezdir; aksine Marxin politik iktisadi asmasina benzer bicimde, sosyolojinin asilmasi ve tarihsel materyalizmin toplumun bilimi konumuna getirilmesi gerektigidir. Fakat bir göreve isaret etmek onun basarilacagi anlamina gelmez. Bu ihtimallerin gerceklesebilmesi sadece bilim ici gelismelere bagli degildir. Sosyal bilimlerin dogusu ve olusumu toplumsal tarihin belirli ugraklarindaki sinif mücadeleleriyle belirlendigi icin, dogal olarak bu mücadeleler ya onlarin gelecekteki gelisimlerine katkida bulunacak ya da gelisimlerini engelleyecektir. Dolayisiyla, sosyal bilimlerin gelecekte tarihsel materyalizm yönünde gelistirilmesi problemi cözüme kavusturulmak üzere önümüzde duruyor. Herkesten önce bu görevi basarmaya kendini adayan bizler icin.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.