16,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
payback
8 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Spinoza 17. yy. felsefesinin en önemli figürlerinden biridir ve bu felsefe, tarihsel olarak tam bir gecis ve kriz dönemi icinde konumlanir. 17. yy. kapitalizmin yavas yavas tarih sahnesine ciktigi, seküler dünya görüsünün kamusal alanda yayginlastigi fakat siyasal alanda hala eski-yeni catismasinin tüm siddetiyle devam ettigi bir dönemdir. Bu tarihsellik Spinoza felsefesine de yansimistir. O, öncelikle mutlak bir Tanri ispati cabasi icine girmis, epistemoloji, etik, siyaset alanlarini sonraya birakmistir. Bizim bu kitapta sorunsallastirmaya calistigimiz sey; Spinoza felsefesinin yine siyasetin…mehr

Produktbeschreibung
Spinoza 17. yy. felsefesinin en önemli figürlerinden biridir ve bu felsefe, tarihsel olarak tam bir gecis ve kriz dönemi icinde konumlanir. 17. yy. kapitalizmin yavas yavas tarih sahnesine ciktigi, seküler dünya görüsünün kamusal alanda yayginlastigi fakat siyasal alanda hala eski-yeni catismasinin tüm siddetiyle devam ettigi bir dönemdir. Bu tarihsellik Spinoza felsefesine de yansimistir. O, öncelikle mutlak bir Tanri ispati cabasi icine girmis, epistemoloji, etik, siyaset alanlarini sonraya birakmistir. Bizim bu kitapta sorunsallastirmaya calistigimiz sey; Spinoza felsefesinin yine siyasetin en önemli kavramlarindan biri olan ideoloji ile iliskisini kurmak olacaktir. Bilindigi üzere Ideoloji kavraminin temel bir siyaset kavramina dönüsmesi süreci oldukca yenidir. Marksla birlikte özellikle vücut bulan kavram, 19. yy.in kurumsallasmis kapitalist dünyasindan 20. yy. fasizm rejimlerine kadar uzanan izlekte ve günümüzün post-modern toplumunda güncelligini hala muhafaza etmektedir. Bu anlamda, Spinozanin kurdugu ontolojik-etik-siyaset evreninin, kavramin derinlestirilmesinde bize önemli imkanlar saglayacagini düsünerek, özellikle Marksin farkli ideoloji yorumlarinin, Spinozadaki karsiligi veya yankisi üzerine bir sorusturma yapilacaktir.