Bu calisma, yeni Türkiye sinemasi filmlerinde tekrarli olarak görülen sis, su ve toprak imgelerini ele almaktadir. Hava, ancak sis ile birlikte görünürlük kazanir. Net görmek icin, havanin saydamligini korumasi gerekir; hava saydamligini yitirip sis cöktügünde ise artik görülebilir olan tek sey havanin kendisidir, geri kalan her sey sislidir. Sisli havada tüm tarifler, tanimlar, nesneler, yollar ve geri kalan her sey netligini kaybeder. Sisli hava tarif edilemezligin bölgesidir. Su, ferahlatici oldugu kadar kasvetlidir de Berrak su, bir arinma düsü vaat ederken, karanlik sular ölümün imgesel izdüsümüne dönüsür. Gördügümüz kötü rüyalari suya anlatip uzaklastiririz bazen Bazen ise su, kötü rüyanin kendisi haline gelir. Toprak, annenin genis kucagidir. Annenin yoklugunda onun yerine gecer; ev korunakliligini yitirdiginde disarida bir yuva saglar. Eve dönüs korkusunu yatistirir, annenin yoklugunun acisini savusturur. Disarida bir icerisidir; üzerinde korkusuzca uyunur. Varligi korkularin kaynagini unutturur. Ates, kayip. Film seyretme deneyiminin, bu estetik deneyimin, tefekküre benzer bir düsünmeyi kiskirtabildigi, yüzeyde akip giden hikayeyi askiya alabilecek gücteki saf sinemasal bicimlerin duyumsalsezgisel bilgi üretebildigi iddiasini irdeleyen bu calisma, Türkiye sinemasini film-imgenin ontolojisine dair sorularla ele almanin ne kadar zihin acici olabileceginin de ipuclarini veriyor.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.