Gece, sessizlik degil damitilmis ses demekti. Gündüz bütün sesler birbirine karisip gürültüye dönerken, gece her ses kendi sadeligiyle belirirdi. Cocuklugun sarkilari, ruhlarin iniltileri, baykusun ötüsü. Gündüzün karmasasinda bunlar anlasilmazdi. Acilar, özlemler de öyle. Insan geceleyin kendisiyle yalniz kaldiginda hissederdi saf siziyi... Gündüz o yükleri tasimak kolay, insan gercekten yalniz olduguna geceleri inanabilirdi. Avdo, hünerli bir mezar tasi ustasi. Cocuklugu mu onun, yoksa o mu cocuklugunun pesinden bir ömürdür gidiyor Bilmiyor... Belki de ölümden daha büyük bir hakikat olmadigi düsüncesiyle, ölümün bagrinda konakliyor. Günü geldiginde, en uzun ve karanlik gecede, erguvan agacinin altindaki mezarda onu bekleyen kadinin, Elifinin yanina uzanacak... Burhan Sönmez, varolusa ve hakikate dair bilinmezlere, asirlardir yanit aranan sorulara, atmosferiyle büyüleyen, kurgusuyla merak uyandiran güclü bir anlatiyla ev sahipligi yapiyor. Tas ve Gölge, evren ve insana, yasam ve ölüme farkli bir gözle baktiran derin bir roman.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.