Terörizm paradoksunu yasiyoruz. Hepimiz hem kurbaniz hem de zanli. Her an herhangi bir yerde patlayacak bir bombayla ölebilir, agzimizdan cikacak en ufak itirazdan dolayi terörist damgasi yiyebiliriz. Bütün kavramlari bulandirip dejenere etmek, her türden iktidar ve tahakkümün temel marifeti, propagandif bir aracsallastirma ve manipülasyon yöntemidir. Dolayisiyla tahakkümün öncelikle dilde kuruldugunu söyleyebiliriz. Gérard Rabinovitch, bu özlü metninde, modern siyaset diline Fransiz Devrimi sirasinda giren terörizm ve direnisin karsit temellere dayali iki mücadele tarzi oldugunu; Ikinci Dünya Savasindaki direnislere, tarihsel, antropolojik ve sosyolojik kaynaklara basvurarak, Sokrates, Arendt, Adorno, Benjamin, Camus, Narodnikler, Fransiz Direniscileri gibi farkli düsünür ve eylemcilerden yola cikarak irdeliyor. Silahli bicimlerinde dahi yasasin hayat diyen, egemen libidoya engel olusturan duygusal ve etik bir insanlik haline isaret eden Direnisin, Insan Haklari Bildirgesinden bu yana zorbaliga ve zorbaya karsi koymak anlaminda mutlak bir deger kategorisine yerlestigini, siyaset felsefesi ve etik acisindan tasidigi tüm anlamlarla birlikte ortaya koyuyor.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.